| plain | 
								  {pleın}
 - [A] sade, süssüz, yalın, düz, desensiz, gösterişsiz, çirkin, açık, net, dürüst, su katılmamış, engebesiz
 - [ADV] sade bir biçimde, yalın bir dille
 - [N] düzlük, ova
 
  | 
								 | 
							 
							
								| plain | 
								s.
   z.
   i. düz; sade, şatafatsız, süssüz,  basit; açık, vazıh; dobra dobra söylenmiş;  alelade; baharatsız, sade {yiyecek};
   z. sadece;
   i. ova, düzlük. plain dealing dürüstlük; doğru iş. plain living basit yasayış.  plain sailing k.dili güç tarafı olmayan iş.  plain text çözülmüş şifre. in plain words  açıkça, vuzuhla; sadelikle, sussüz olarak.  plainness
   i. düzlük; sadelik, süssüzluk;  açıklık, vuzuh. | 
								 | 
							 
							
								| plain | 
								s.  1. düz: I want a plain rather than a patterned cloth. Desenli değil, düz bir kumaş istiyorum.  2. sade, süssüz, basit: The ceremony was not elaborate; it was plain. Tören görkemli değildi, sadeydi.  3. açık, belli: Its meaning is plain. Anlamı açık.  4. baharatsız, sade {yiyecek}.
   z.  1. sadece.  2. açıkça.
   i. düzlük, ova, geniş ve düz yer. | 
								 | 
							 
							
								| Plain | 
								Normal | 
								 | 
							 
							
								| Plain | 
								Düz | 
								 | 
							 
				  |