Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
pike Dinle! {paık}
  • [N] turnabalığı, balıklama atlama, kargı, mızrak, kazma, yol: paralı yol, köprü parası, zirve (Brit.), kuru ot yığını
pike i. turnabalığı, zool. Esox lucius.
pike i.

f. kargı, mızrak; kazma; sivri uç; ana yol, asfalt; paralı ana yol;

f. kargı ile delmek veya öldürmek.
pike i. kargı, mızrak.
pike i. zool. turnabalığı.

Türkçe » İngilizce Yukarı
pike
  • [N] nosedive, dive, diving, pique
pike
1. piqué {a fabric}.
2. bedspread made of piqué.
pike dive {of an airplane}.

pike yapmak
1. {for an airplane} to dive, make a dive.
2. billiards to make a massé shot.
pike * piqué {a fabric}. * bedspread made of piqué.
pike * dive {of an airplane}.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
pike perch {'paıkpɜ:rtʃ}
  • [N] levrek {uzun} (zool.)
pike perch uzunlevrek.
pike perch * uzunlevrek.
pike perch levrek {uzun} (zool.)

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
pike yaparak bombalamak
  • [V] divebomb
pike yapmak
  • [V] nosedive, dive
pike yapmak * {for an airplane} to dive, make a dive. bilardo * to make a massé shot.
pike yaparak bombalamak divebomb v.
pike yapmak nosedive, dive v.