Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
pepper-and-salt Dinle! {,pepərən'sɔ:lt}
  • [A] siyak beyaz kırçıllı, karyağdılı
pepper-and-salt s. karyağdı {kumaş}; ak düşmüş {saç/sakal}.
pepper-and-salt pep.per-and-salt pep'ırınsôlt' Sıfat * karyağdı {kumaş}; ak düşmüş {saç, sakal}.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bay salt {'beı,sɔ:lt}
  • [N] deniz tuzu, kaba tuz
salt cellar {'sɔ:lt,selər}
  • [N] tuzluk
dry-salt
  • [V] tuzlayıp saklamak
Would you please pass the salt?
  • [PHR] uzatmak: Tuzu uzatır mısınız?
pepper Dinle! {'pepər}
  • [N] biber, biber serpmek
black pepper
  • [N] karabiber
cayenne pepper
  • [N] biber: kırmızı biber, biber: Arnavut biberi, biber: acı biber
green pepper
  • [N] dolmalık biber
Italian pepper
  • [N] çarliston, sivri biber {tatlı}
May I have some pepper?
  • [PHR] biber: Biraz biber alabilir miyim?
red pepper
  • [N] biber: kırmızı biber
pepper-castor {'pepər,kæstər}
  • [N] biberlik
pod pepper
  • [N] paprika
rock salt {'rɒksɔ:lt}
  • [N] kayatuzu
salt Dinle! {sɔ:lt}
  • [A] tuzlu, tuz
  • [N] tuz, tuzluk, lezzet, tad, nükte, espri
  • [V] tuzlamak, salamura yapmak, tuzlayarak saklamak, biriktirmek
above the salt
  • [ADV] evsahibi: evsahipleri ile beraber
below the salt
  • [ADV] hizmetçilerle beraber
eat smb.'s salt
  • [V] misafiri olmak, sofrasına konuk olmak
Epsom salt Dinle!
  • [N] tuz: ingiliz tuzu, sülfat: magnezyum sülfat
Glauber's salt
  • [N] sülfat: sodyum sülfat