Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
pencil Dinle! {'pensəl}
  • [N] kurşunkalem, karakalem, kalem, küçük resim fırçası, makyaj kalemi
  • [V] kurşunkalemle yazmak, karakalem ile çizmek, kalem ile makyaj yapmak
pencil i.

f. {-led, -ling} kurşun kalem; küçük resim fırçası; renkli kalem; taş kalem; makyaj kalemi; fiz. ışın demeti; edeb. kalem;

f. kurşunkalem ile yazmak veya çizmek; renkli kurşun kalem ile boyamak. pencil sharpener kalemtıraş. indelible pencil sabit kalem.
pencil i. kurşunkalem.

f. {

penciled/

pencilled,

penciling/

pencilling} kurşunkalemle yazmak/çizmek.
Pencil Kurşun kalem
pencil pen.cil pen'sıl İsim * kurşunkalem. Fiil (D) penciled/pencilled, penciling/pencilling * kurşunkalemle yazmak veya çizmek.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
blue pencil
  • [N] sansür
blue-pencil Dinle! {blu:'pensəl}
  • [V] sansürlemek, kaldırmak
charcoal pencil
  • [N] karakalem
copying pencil {,kɒpııŋ'pensəl}
  • [N] kopya kalemi
drawing pencil
  • [N] resim kalemi, karakalem
indelible pencil
  • [N] sabit kalem, kopya kalemi
lead pencil
  • [N] kurşunkalem
Can I borrow your pencil?
  • [PHR] kurşunkalem: Kurşunkaleminizi alabilir miyim?
eyebrow pencil
  • [N] kaş kalemi
in pencil
  • [ADV] kurşunkalem: kurşunkalemle
I would like a pencil.
  • [PHR] kalem: Kurşun kalem rica ediyorum.
red pencil
  • [N] kırmızı kalem
pencil box {'pensəlbɒks}
  • [N] kalemlik
pencil case {'pensəlkeıs}
  • [N] kalem kutusu, kalemlik
pencil of light
  • [N] ışın demeti
pencil pusher
  • [N] yazman, kâtip
propelling pencil
  • [N] sürgülü kalem
I would like a pencil sharpener.
  • [PHR] kalemtıraş: Kalemtıraş rica ediyorum.
pencil sharpener
  • [N] kalemtıraş
slate-pencil
  • [N] taş kalem