| peak |
{pi:k}
- [A] zirve, uç, tepe, en yoğun olan
- [N] zirve, doruk, tepe, şapka siperi, tepe noktası, en yoğun olduğu durum
- [V] zayıflamak, doruğa ulaşmak
|
|
| peak |
i. 1. tepe, doruk, zirve. 2. {kaskette} siper, siperlik. |
|
| peak |
i. sivri tepe, dağ zirvesi, zirve; can alacak nokta, en mühim nokta, en başarılı zaman; den. gizin cundası, yelkenin çördek yakası; den. demirin tırnak ucu. peak load elek. en fazla tahmil miktarı. peaky
s. sivri tepeli. |
|
| peak |
f. eriyip zayıflamak. |
|
| peak |
f. den. sırığın ucunu serene yaklaşacak vaziyette dik durdurmak. |
|
|