İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
pack |
{pæk}
- [N] paket, ambalaj, sargı, çanta: sırt çantası, bohça, yığın, kütle, deste {iskambil}, sürü, semer
- [V] paketlemek, sarmak, ambalajlamak, yığmak, istiflemek, tıka basa doldurmak, toplamak, toparlanmak, eşyalarını toplamak, bavul hazırlamak, defetmek, defolup gitmek, vurmak
|
|
pack |
i. bohça, çıkın; denk; paket {sigara}; takım, sürü; köpek sürüsü; buz kütlesi; iskambil destesi; buz torbası; tampon; hastanın battaniyeye sarılması; hazır durumda paraşüt. pack animal yük hayvanı. pack ice bir araya toplanıp kitle haline gelmiş buz parçalan. pack rat bir cins büyük fare, zool Neotoma. pack trail kervan yolu. pack of lies bir sürü yalan. |
|
pack |
f. denk etmek; bavula veya sandığa koymak; hazırlamak, toplamak {bavul}; taşımak; ambalaj yapmak; sıkı sıkıya doldurmak; paketlemek; denk yüklemek; eski ve kullanılmayan maden damarlarını taşla doldurmak; sıkışmak; gitmek, savuşmak, defolmak; bir araya sıkışmak. pack a wallop {argo} bomba gibi patlamak. pack off göndermek, defetmek, kovmak. send him packing bir kimseye acele yol vermek, pılıyı pırtıyı toplatıp defetmek. packed
s. paketlenmiş; ağzına kadar dolu. |
|
pack |
i. 1. bohça, çıkın. 2. denk. 3. {sigara için} paket. 4. sırt çantası. 5. {köpek veya kurtlardan oluşan} sürü. 6. İng., isk. deste. 7. tıb. kompres; tampon. |
|
pack |
f. 1. -i bohçalamak. 2. -i denk etmek, -i denklemek. 3. {bavulunu/bavullarını} hazırlamak; eşyaları taşınmaya hazır bir duruma getirmek; {bavulu} hazırlamak; -i bavuluna koymak. 4. -i ambalajlamak, -i ambalaj yapmak; -i paketlemek. 5. -i tıka basa/hıncahınç doldurmak. 6. {silah} taşımak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
pack in case |
|
|
I would like a pack of cigarettes. |
- [PHR] sigara: Bir paket sigara rica ediyorum.
|
|
ice pack |
{'aıspæk}
- [N] buz parçası, yüzen buz kütlesi, buz torbası, buz kompresi
|
|
A pack of filtered cigarettes. |
- [PHR] paket: Bir paket filtreli sigara.
|
|
a pack of nonsense |
|
|
field pack |
|
|
pack animal |
|
|
pack cloth |
|
|
pack-drill |
- [N] tam teçhizatla yürüme cezası (ask.)
|
|
pack ice |
{'pækaıs}
|
|
pack off |
|
|
pack of nonsense |
- [N] bir yığın saçmalık, bir yığın yalan, yalan dolan
|
|
pack thread |
{'pæk,ɵred}
- [N] ambalaj ipi, çuvaldız ipi
|
|
pack up |
- [V] paketlemek, eşyalarını toplamak, toparlanmak, kaçmak, durmak {motor}
|
|
power pack |
|
|
tell a pack of lies |
- [V] bir yığın yalan söylemek
|
|
wet pack |
- [N] ateşi düşürmek için ıslak bezle sarma, ıslak bez (tıp.)
|
|
wolf pack |
- [N] kurt sürüsü, topluca saldıran denizaltılar, topluca saldıran uçaklar
|
|
a pack of cards |
iskambil destesi. |
|
a pack of lies |
bir sürü yalan. |
|
|
|