Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
olağanüstü
  • [A] extraordinary, extreme, supernatural, supernormal, incredible, exceptional, remarkable, spectacular, terrific, breathtaking, classical, dreamy, exceeding, extra, fantastic, fantastical, glorious, huge, marvellous, marvelous, miraculous, necromantic, ordinary: out of the ordinary, world: out of this world, paramount, phenomenal, portentous, preternatural, prodigious, rare, raving, shining, smashing, special, splendid, sublime, unearthly
  • [N] ordinary: above the ordinary
olağanüstü ,-nü
1. extraordinary; unheard-of, unusual.
2. wonderful, stunning.
olağanüstü olağanüstü[nü] * extraordinary; unheard-of, unusual. * wonderful, stunning.
olağanüstü fantastic
olağanüstü fantastical

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
olağanüstü algılama olan
  • [A] extrasensory
olağanüstü bir biçimde
  • [ADV] extraordinarily
olağanüstü bir şekilde
  • [ADV] hugely
olağanüstü bölgeyi tahliye eden kimse
  • [N] evacuee
olağanüstü çaba
  • [N] spurt
olağanüstü çaba göstermek
  • [V] spurt
olağanüstü güzel
  • [A] magnificent
olağanüstü manzara
  • [N] spectacular
olağanüstü olmak
  • [ID] band: beat the band
olağanüstü şey
  • [N] phenomenon, corker, humdinger, lulu, marvel, prodigy, ripsnorter
olağanüstü olarak fantastically
olağanüstü durum emergency
olağanüstü başarı exploit
olağanüstü eser monument
olağanüstü kimse/şey/olay phenomenon
olağanüstü şey prodigy
olağanüstü gösteri spectacular
olağanüstü durum disaster
olağanüstü algılama olan extrasensory adj.
olağanüstü bir biçimde extraordinarily adv.