İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| nail |
{neıl}
- [N] çivi, tırnak
- [V] çivilemek, çivi çakmak, mıhlamak, kavramak, yakalamak, meydana çıkarmak, vurmak
|
|
| nail |
i. çivi, mıh; tırnak; hayvanlarda tırnak yerine bulunan pençe veya toynak; 5,7 santimetrelik kumaş ölçü birimi. nail brush tırnak fırçası. nail file tırnak törpüsü. nail polish tırnak cilâsı. nail puller kerpeten, kıskaç. nail scissors tırnak makası. drive the nail home çiviyi iyice çakmak; iddiayı ispatlamak. hard as nails iyi idman gör- müş, çok kuvvetli; çok sert. hit the nail on the head tam doğrusunu söylemek veya yapmak, tam yerinde söz söylemek. on the nail hemen, derhal; söz konusu. |
|
| nail |
f. mıhlamak, çivilemek; sıkı sıkı bağlamak, kavramak; {argo} tutmak; yakalamak; {argo} {bir yalanı} meydana çıkarmak; {argo} çalmak; {argo} vurmak. nail down çivilerle sabitleştirmek; garantiye almak. nail up çivilerle kapatmak. |
|
| nail |
i. 1. çivi, mıh. 2. tırnak. 3. {hayvanlarda} pençe, toynak.
f. 1. to -e çivilemek, -e mıhlamak. 2. sıkı sıkı bağlamak, kavramak. 3. argo tutmak; yakalamak. 4. argo {bir yalanı} meydana çıkarmak. 5. argo çalmak. 6. argo vurmak. |
|
| nail |
tırnak |
|
|
Türkçe » İngilizce  |
Yukarı  |
| nail |
{someone} who attains, gains, or receives.
nail olmak /a/ to attain, gain; to receive. |
|
| nail |
* {someone} who attains/gains/receives. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| clout nail |
{'klaʋtneıl}
- [N] tablalı çivi, geniş başlı çivi
|
|
| door nail |
|
|
| drive the nail |
|
|
| hit the nail on the head |
- [ID] tam üstüne basmak, taşı gediğine oturtmak, yerinde konuşmak
|
|
| on the nail |
|
|
| nail biting |
{'neıl,baıtıŋ}
- [A] tırnaklarını kemiren, heyecanlı
- [N] tırnak yeme
|
|
| nail brush |
{'neıl,brʌʃ}
|
|
| nail down |
- [V] çivilemek, garantiye almak
|
|
| nail extension |
|
|
| nail file |
{'neıl,faıl}
|
|
| nail polish |
{'neıl,pɒlıʃ}
- [N] tırnak cilası, parlatıcı
|
|
| nail puller |
{'neıl,pʋlər}
|
|
| nail repair |
|
|
| nail scissors |
{'neıl,sızərz}
|
|
| nail up |
| | |