İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
mill |
{mıl}
- [N] değirmen, fabrika, imalathane, mengene, doların binde biri
- [V] öğütmek, çırpmak, tırtıklamak, çentiklemek
|
|
mill |
i. 1. değirmen. 2. el değirmeni. 3. fabrika, yapımevi, imalathane.
f. 1. değirmende öğütmek, çekmek. 2. değirmenden geçirmek. 3. {paranın kenarını} diş diş yapmak. 4. around k. dili dolanıp durmak. |
|
mill |
f. değirmende öğütmek, çekmek; değirmenden geçirmek; {paranın kenarını} diş diş yapmak; dövüp köpürtmek {çikolata v.b.}; koyun sürüsü gibi birbirine sokularak bir merkez etrafında dönmek. |
|
mill |
i. değirmen; el değirmeni; fabrika, imalâthane; makina tertibatı; mengene, cendere. mill hand fabrika işçisi. mill stream değirmeni döndüren akarsu. mill wheel değirmen çarkı veya dolabı. food mill mama mengenesi, meyva presi. go through the mill büyük zorluklar atlatmak; tecrübe sahibi olmak. |
|
mill |
i. doların binde biri, sentin onda biri. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
blooming mill |
|
|
coffee mill |
{'kɔ:fı,mıl}
|
|
cotton mill |
{'kɒtənmıl}
- [N] pamuklu dokuma fabrikası
|
|
gin mill |
{'dʒınmıl}
|
|
grist to the mill |
- [N] çıkar, işe gelen şey, yarar
|
|
lumber mill |
{'lʌmbər,mıl}
|
|
go through the mill |
- [ID] tecrübe kazanıp pişmek, çok çekip hayatta pişmek
|
|
pass through the mill |
- [ID] tecrübe kazanıp pişmek, çok çekip hayatta pişmek
|
|
mill about |
|
|
mill around |
|
|
mill hand |
{'mılhænd}
|
|
mill-owner |
|
|
mill stream |
{'mıl,stri:m}
|
|
mill wheel |
{'mılwi:l}
|
|
paper mill |
{'peıpər,mıl}
|
|
powder mill |
{'paʋdər,mıl}
|
|
roller-mill |
- [N] hadde, hadde fabrikası
|
|
rolling mill |
{'rəʋlıŋmıl}
- [N] hadde, hadde fabrikası
|
|
run-of-the-mill |
{,rʌnəvðə'mıl}
- [A] olağan, değirmen arkı, sıradan, alelâde, bayağı
|
|
stamp mill |
{'stæmp,mıl}
|
|
|
|