Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
matter Dinle! {'mætər}
  • [N] madde, cisim, husus, şey, konu, mesele, önem, öz, iltihap, cerahat, irin
  • [V] önemi olmak, önemli olmak, iltihaplanmak
matter i. özdek, madde, cevher, cisim; konu, iş, husus, mesele; vesile; fark, önem; öz; yaklaşık miktar; cerahat, irin; fels. özdek; posta maddesi; matb. baskıya hazır hurufat; matb. dizilecek metin, müsvedde; man. bir önermenin kapsadığı husus; şikâyet veya pişmanlık sebebi. a matter of two dollars iki dolar meselesi. as a matter of course tabii olarak, işin tabii gidişine göre. as a matter of fact işin doğrusu, hakikatte. for that matter ona gelince; hatta. in the matter of konusunda, hususunda. Its no laughing matter işin şakası yok şakaya gelmez .No matter Önemi yok Mühim değil Zararı yok. no matter how difficult ne kadar güç olursa olsun printed matter basma, matbua. reading matter okunacak şey. Whats the matter? Ne var? Ne oldu?
matter f. ehemmiyeti olmak, önemi olmak, önem taşımak, bir şey ifade etmek; cerahatlenmek. What does it matter? Ne önemi var? Ne olur ki?
matter i.
1. madde, özdek.
2. mesele, sorun; konu, iş; durum.
3. önem.
4. of/for neden.
matter f. önemi olmak, önem taşımak, farketmek.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
coloring matter
  • [N] boya maddesi
complicated matter
  • [N] karışık iş
delicate matter
  • [N] ince iş
matter for discussion
  • [N] söz konusu şey, bahis konusu mesele
does not matter a farthing
  • [ID] hiç önemli değil
fecal matter
  • [N] dışkı, kaka, bok, pislik, atık
gray matter
  • [N] zekâ, akıl, beyin, beynin merkezindeki gri yapı
grey matter
  • [N] zekâ, akıl, beyin, beynin merkezi deki gri madde
a hanging matter
  • [N] idamlık eylem, idamlık suç
no jesting matter
  • [PHR] hiç de komik değil
a matter of life and death
  • [N] ölüm kalım meselesi, hayat memat meselesi
no light matter
  • [N] hafife alınmayacak şey, ciddi mesele
as a matter of course
  • [ADV] doğal olarak, tabii olarak
as a matter of fact
  • [ADV] doğrusu, gerçek şu ki, zaten, işin doğrusu
go into the matter
  • [V] konuyu incelemek
in the matter of
  • [ADV] konusunda, hakkında
it doesn't matter
  • [PHR] önemi yok, farketmez
it doesn't matter!
  • [INTRJ] önemli değil!
it makes no matter
  • [PHR] önemi yok, farketmez
no matter
  • [PHR] önemi yok, mühim değil