İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
made |
{meıd}
- [A] yapılmış, üretilmiş, garantili
|
|
made |
bak. make;
s. yapılmış, mamul; istikbali garanti altına alınmış, işi yolunda; yapma, doldurma. have it made ısmarlamak;A.B.D., {argo} sonucundan emin olmak. loosely made bol yapılmış, gevşek örülmüş {elbise} well made biçimli, iyi yapılı |
|
made |
f. bak. make.
s. yapılmış: made of wood ağaçtan yapılmış. |
|
made |
made
meyd
Fiil
·(bakınız)
"make"
Sıfat
* yapılmış:
made of wood
ağaçtan yapılmış. |
|
made |
{bak.} make; yapılmış, mamul; istikbali garanti a |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
broom made from heath |
|
|
custom-made |
{'kʌstəm,meıd}
- [A] sipariş üzerine yapılmış, ısmarlama
|
|
I would like a custom-made suit. |
- [PHR] özel: Özel dikim bir takım rica ediyorum.
|
|
custom-made suit |
- [N] takım: özel dikim bir takım
|
|
factory-made |
|
|
have a dress made |
- [V] elbise diktirmek, elbise yaptırmak
|
|
have a suit made |
- [V] elbise diktirmek, elbise yaptırmak
|
|
judge-made law |
- [N] hukuk: mahkeme kayıtlarına dayanan hukuk
|
|
have it made |
- [V] yaptırmak, ısmarlamak, sonucundan emin olmak
|
|
made of |
|
|
made of silver |
|
|
made out of |
|
|
made out of paper |
|
|
made-to-order |
{,meıdtə'ɔ:rdər}
|
|
made-up |
{,meıd'ʌp}
- [A] uydurma, uyduruk, yalan, makyajlı, zararı karşılanmış
|
|
made-up (woman) |
{,meıd'ʌp}
|
|
My room hasn't been made up. |
- [PHR] temizlenmek: Odam temizlenmemiş.
|
|
What material is it made of? |
- [PHR] kumaş: Bu hangi kumaştan yapılmış?
|
|
made to measure |
{,meıdtə'meʒər}
|
|
be made one |
- [V] evlenmiş olmak, birleşmek
|
|
|
|