Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
made Dinle! {meıd}
  • [A] yapılmış, üretilmiş, garantili
made bak. make;

s. yapılmış, mamul; istikbali garanti altına alınmış, işi yolunda; yapma, doldurma. have it made ısmarlamak;A.B.D., {argo} sonucundan emin olmak. loosely made bol yapılmış, gevşek örülmüş {elbise} well made biçimli, iyi yapılı
made f. bak. make.

s. yapılmış: made of wood ağaçtan yapılmış.
made made meyd Fiil ·(bakınız) "make" Sıfat * yapılmış: made of wood ağaçtan yapılmış.
made {bak.} make; yapılmış, mamul; istikbali garanti a

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
broom made from heath
  • [N] çalı süpürgesi
custom-made Dinle! {'kʌstəm,meıd}
  • [A] sipariş üzerine yapılmış, ısmarlama
I would like a custom-made suit.
  • [PHR] özel: Özel dikim bir takım rica ediyorum.
custom-made suit
  • [N] takım: özel dikim bir takım
factory-made
  • [A] fabrikasyon
have a dress made
  • [V] elbise diktirmek, elbise yaptırmak
have a suit made
  • [V] elbise diktirmek, elbise yaptırmak
judge-made law
  • [N] hukuk: mahkeme kayıtlarına dayanan hukuk
have it made
  • [V] yaptırmak, ısmarlamak, sonucundan emin olmak
made of
  • [A] yapılmış, mamul
made of silver
  • [A] gümüşten yapılmış
made out of
  • [A] den: -den yapılmış
made out of paper
  • [A] kâğıttan yapılmış
made-to-order {,meıdtə'ɔ:rdər}
  • [A] uygun, ısmarlama
made-up Dinle! {,meıd'ʌp}
  • [A] uydurma, uyduruk, yalan, makyajlı, zararı karşılanmış
made-up (woman) {,meıd'ʌp}
  • [A] boyalı
My room hasn't been made up.
  • [PHR] temizlenmek: Odam temizlenmemiş.
What material is it made of?
  • [PHR] kumaş: Bu hangi kumaştan yapılmış?
made to measure {,meıdtə'meʒər}
  • [A] ısmarlama
be made one
  • [V] evlenmiş olmak, birleşmek