İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
lean |
{li:n}
- [A] zayıf, ince, yağsız, kıt, verimsiz, fidan gibi
- [N] eğilme, dayanma, meyil
- [V] dayanmak, meyletmek, yaslanmak, eğilmek, eğilim göstermek, meyilli olmak, yaslamak
|
|
lean |
s. 1. zayıf, sıska. 2. yağsız. |
|
lean |
{f.} {ed veya leant} {i.}, {gen.} on veya against ile dayanmak; eğri durmak, yana yatmak, eğilmek; meyletmek, temayül etmek; istinat etmek, güvenmek; dayamak, yana yatırmak; temayül ettirmek, meylettirmek; {i.}, eğilme, dayanma; meyil. lean over back ward tarafsızlığını muhafaza etmek için kendi hakkını bile almamak. Leaning Tower of Pisa Piza Kulesi. |
|
lean |
{s.}, {i.} zayıf, nahif; yağsız, etsiz; mahsulsüz, kıraç; {i.} yağsız et. leanness {i.} zayıflık, yağsızlık. |
|
lean |
lean
lin
Fiil (D) leaned/leant
* [on/against] -e dayanmak.
* eğri durmak, yana yatmak, eğilmek.
* [on/upon] -e güvenmek. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
|
|