bobbin lace |
|
|
lace |
{leıs}
- [N] dantel, oya, şerit, bağ, bağcık
- [V] bağlamak, süslemek, dantellemek, içki katmak, bağlanmak
|
|
Brussels lace |
- [N] dantel: Brüksel danteli
|
|
I want something in lace. |
- [PHR] dantel: Dantelli bir şey arıyorum.
|
|
Mechlin lace |
|
|
trim with lace |
|
|
Would you show me some lace? |
- [PHR] dantel: Dantel gösterir misiniz?
|
|
lace boots |
{'leısbu:ts}
|
|
lace into |
- [V] yumrukla saldırmak, azarlamak, paylamak, pataklamak
|
|
lace paper |
|
|
lace pillow |
- [N] kırlent, dantelli yastık
|
|
lace up |
- [V] bağlamak, bağcıklarını bağlamak
|
|
lace up one's shoes |
- [V] ayakkabı: ayakkabılarını bağlamak
|
|
lace-up shoe |
|
|
needle lace |
{'ni:dəl,leıs}
|
|
point lace |
|
|
lace |
{f.} kaytan geçirip bağlamak; dantel ile süslemek; {k.dili} dövmek; renkler ile çizgilemek; korse kaytanını çekerek beli sıkıştırmak; içkiye hafif alkol katmak. lace into yumrukla saldırmak; şiddetle azarlamak. |
|
lace |
{i.} dantel; şerit; kaytan; kordon. lace tree dantel ağacı, {bot.} Logetta lintearia. bobbin lace kopanaki, karo danteli. Brussels lace Brükselde yapılan bir çeşit ince dantel, Brüksel danteli. point lace igne ile işlenen dantel, oya. |
|
lace |
f. 1. {ayakkabıya} bağlarını geçirmek. 2. up {ayakkabı, bot v.b.´ni} bağlamak. 3. dantelle süslemek. 4. into k. dili -e yumrukla saldırmak. 5. into k. dili -i fena halde haşlamak, -e fırça çekmek, -i şiddetle azarlamak. 6. renklerle çizgilemek. 7. {içkiye} hafif alkol katmak. |
|
lace |
i. 1. dantel. 2. şerit. 3. kaytan. 4. kordon. 5. {ayakkabı için} bağ, bağcık. |
|