Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
kırık
  • [A] broken, fractured, cracked, split
  • [N] break, fracture
kırık
1. broken,
2. hybrid; mongrel; of mixed race.
3. broken piece.
4. med. fracture, break.
5. geol. fault.
6. cracked grain.
7. failing grade.
8. backgammon piece put out of play.
9. offended, hurt.

__ almak to get a failing grade.

__ dökük
1. broken or worn-out {furniture}.
2. broken or worn-out piece of furniture.
3. broken, disjointed, incoherent {language}.

__ ışın refracted ray.

__ not/numara failing grade.

__ tahtası med. splint.

__ vermek /a/ to give {a student} a failing grade.
kırık
1.

prov. {a woman´s} lover.
2. slang boy; young man.

__ dölü slang bastard.
kırık
1. broken. fractured. cracked. split. break. fracture.
2. break. breakage. broken. disillusioned. fracture.
kırık * broken. * hybrid; mongrel; of mixed race. * broken piece. tıbbi * fracture, break. jeoloji * fault. * cracked grain. * failing grade. * offended, hurt.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
açık kırık
  • [N] compound fracture
bileşik kırık
  • [N] fracture: compaund fracture
kâlbi kırık
  • [A] heartbroken
Bu kırık.
  • [PHR] broken: This is broken.
Kırık var.
  • [PHR] fracture: I have a fracture.
kırık bezelye
  • [N] split peas
kırık diş
  • [N] snag
kırık dökük
  • [ADV] brokenly
kırık dökük şey
  • [N] pile, rattletrap
kırık kaya parçaları
  • [N] brash
kırık kemiğin sarıldığı tahta parçaları
  • [N] cradle
kırık parça
  • [N] breakage
kırık tahtası
  • [N] splint
tıp.
kırık tahtası ile bağlamak
  • [V] splint
kırık taş
  • [N] metal
ufalanmış kırık
  • [N] comminuted fracture
üst üste binmek (kırık kemik)
  • [V] override
yerine oturtmak (kırık vb.)
  • [V] reduce
kıçı kırık slang. trifling, piddling, trivial.
ipi kırık argo * ne'er-do-well, hoodlum, hood.