Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
karışık
  • [A] mixed, assorted, complicated, compound, composite, disorganized, confused, adulterated, complex, knotty, knotted, calico, chequered, combined, blended, deep, disconcerted, disordered, hugger-mugger, hybrid, inexplicit, inextricable, intricate, involute, involved, kinky, mazy, medley, miscellaneous, motley, obscure, promiscuous, square: out of square, turbid, unclassified, unsized, woolly, wooly
  • [ADV] disorderly
karışık
1. mixed; assorted, miscellaneous; heterogeneous; motley.
2. adulterated, not pure.
3. confused, disorganized, jumbled.
4. complicated; complex.
5. {someone} who deals with the jinn.

__ hisler mixed feelings.

__ ismi fail colloq. complicated matter.

__ konuşmak to speak incoherently or contradictorily.
karışık * mixed; assorted, miscellaneous; heterogeneous; motley. * adulterated, not pure. * confused, disorganized, jumbled. * complicated; complex.
karışık intricacy
karışık intricate

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
hakaretle karışık iltifat
  • [N] backhanded compliment
hikâyenin karışık noktası
  • [N] nodus
Arapça ve Farsça ile karışık Hintçe
  • [N] Hindustani
İbranice ile karışık Alman lehçesi
  • [N] Yiddish
uzakdoğuda konuşulan İngilizce ile karışık dil
  • [N] English: Pidgin English
kafası karışık
  • [A] fey, woozy
kafası karışık olma
  • [N] woolliness: mental woolliness, wooliness: mental wooliness
Yarım kilo karışık çikolata rica ediyorum.
  • [PHR] assorted: I would like one pound of assorted chocolates.
karışık bir halde
  • [ADV] hugger-mugger
karışık çekmece
  • [N] glory-hole
karışık çiftler
  • [N] double: mixed doubles
karışık dokumak
  • [V] inweave
karışık dokunmuş
  • [A] inwrought
karışık durum
  • [N] riptide, troubled waters, Mickey mouse
karışık duygular
  • [N] mixed feelings
karışık duygular besleyen
  • [A] ambivalent
karışık iş
  • [N] complicated matter, imbroglio, jumble
karışık işler
  • [N] wheel: wheels within wheels
karışık olarak
  • [ADV] mazily
karışık olmayan
  • [A] uncomplicated