Türkçe » İngilizce  |
Yukarı  |
| kalın |
- [A] thick, stout, coarse, dense, grave
|
|
| kalın |
1. thick. 2. slang rich, wealthy, in the money, well-off, well-fixed. 3. back {vowel}.
kalın kafalı thickheaded, stupid.
kalın ses deep voice.
kalın ünlü phonetics back vowel. |
|
| kalın |
prov. present given by the bridegroom to the bride. |
|
| kalın |
* thick.
argo
* rich, wealthy, in the money, well-off, well-fixed.
* back {vowel}. |
|
| kalın |
thick |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| ayakkabı pençesi (kalın) |
|
|
| kalın bağırsağın kolon bölümü |
|
|
| kasaplık hayvan kalın bağırsağı |
- [N] chitterling: chitterlings, chitterling
|
|
| en kalın kadın sesi |
|
|
| kalın hamur |
|
|
| ipekli kalın kumaş |
|
|
| kalın bağırsak |
- [N] intestine: large intestine
|
|
| kalın bağırsak ile ilgili |
|
|
| kalın bez |
|
|
| kalın bir şekilde |
|
|
| kalın bir tür kumaş |
|
|
| kalın bir tür matbaa harfi |
|
|
| kalın derili |
- [A] thickskinned, pachydermatous
|
|
| kalın derili hayvan |
|
|
| kalın dilim |
|
|
| kalın dudaklı |
- [A] mouth: generous mouth
|
|
| kalın ipek kurdele |
|
|
| kalın kabuklu |
- [A] thickskinned, pachydermatous
|
|
| kalın kafalı |
- [A] thickheaded, thick, thickskulled, thickwitted, bone-headed, dense, dim, dull, fat-headed, obtuse, wooden, woodenheaded, slow-witted, uptake: slow on the uptake
- [N] thick, bonehead, numskull, chucklehead, mutton head
|
|
| kalın kafalık |
|
|
|
|