Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
kalan
  • [A] remaining, left behind, residual, residuary, surviving, vestigial
  • [ADV] over
  • [N] remainder, leftover, rest, balance, residual, residue, residuum, rump, arrear: arrears
kalan
1. {someone, something} who/which remains, remaining.
2. the person who is left; the remainder, that which remains.
3. math. remainder.
4. math. difference.
kalan * {someone/something} who/which remains, remaining. * the person who is left; the remainder, that which remains. matematik * remainder. matematik * difference.
kalan remainder
kalan remainder

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
ağızda kalan tad
  • [N] tang
ağızda kalan tat
  • [N] aftertaste
arda kalan
  • [A] remaining, residuary
arkada kalan
  • [A] behindhand
ayakta kalan kimse
  • [N] standee
bardağın dibinde kalan içki
  • [N] heeltap
biçilen tarlada kalan kökler
  • [N] stubble
boş kalan kısım (fıçı, çuval vb.)
  • [N] ullage
branş dışı kalan
  • [A] extracurricular
çocuğa bakarak aile yanında kalan kız
  • [N] au pair girl
devlete kalan mülk
  • [N] escheat
elde kalan mal
  • [N] drug on the market, drug in the market
elde kalan malların haraç mezat satışı
  • [N] rummage sale
elekte kalan artıklar
  • [N] siftings
ev işleri yaparak aile yanında kalan kız
  • [N] au pair girl
eyaletin başka eyaletler arasında kalan uzantısı
  • [N] panhandle
fıçıda kalan boşluk
  • [N] wantage
geçici olarak kalan kimse
  • [N] bird of passage, sojourner
geç kalan
  • [A] late, behindhand, unpunctual
geç kalan kimse
  • [N] laggard