Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
joint Dinle! {dʒɔınt}
  • [A] müşterek, ortaklaşa, birlikte, ortak, birleşik, birleşmiş
  • [N] birleşme yeri, esrar, ek yeri, eklem, ot, mafsal, batakhane, esrarlı sigara
  • [V] birleştirmek, bitiştirmek, eklemek
joint i.
1. anat. eklem, mafsal.
2. ek.
3. ek yeri.
4. kasap. büyük et parçası.
5. bot. düğüm, boğum.
6. argo gece kulübü; bar; lokanta.
7. argo afyon çekilen veya kumar oynanan batakhane.
8. argo esrarlı sigara.

f.
1. bitiştirmek, eklemek, raptetmek.
2. ek veya oynak yeri yapmak.
3. {eti} oynak yerlerinden ayırmak.
joint s.
1. birleşmiş; bitişmiş.
2. ortak, müşterek.
joint s. birleşmiş, bitişmiş; müşterek, ortak. jointstock company tic. anonim şirket {sınırlı ya da sınırsız sorumluluğu olan}. jointly

z. müştereken, ortaklaşa, birlikte.
joint f. bitiştirmek, eklemek, raptetmek; ek veya oynak yeri yapmak; oynak yerlerinden ayırmak {et}.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
joint account
  • [N] hesap: müşterek hesap, hesap: ortak hesap
butt joint
  • [N] uç uca ekleme
cardan joint
  • [N] kardan kavraması
case the joint
  • [V] gözetlemek, dikizlemek
clip joint
  • [N] pahalı lokanta, kazıkçı işyeri
coffin joint
  • [N] toynak eklemi
fetlock joint
  • [N] topuk eklemi {at}
gyp joint
  • [N] kazık yer
hinge joint
  • [N] mafsallı ek yeri, oynar eklem
hip joint {'hıpdʒɔınt}
  • [N] kalça eklemi
insulating joint
  • [N] yalıtım contası
ball-and-socket joint
  • [N] mafsal, eklem: küre biçiminde eklem
ball joint
  • [N] mafsal: bilyeli mafsal, eklem: küre biçiminde eklem, oyluk
out of joint
  • [A] çıkık, zıvanadan çıkmış
joint adventure
  • [N] ortak girişim, ortaklık
joint credit
  • [N] müşterek alacak
joint creditor
  • [N] müşterek alacaklı
joint debt
  • [N] müşterek borç
joint debtor
  • [N] müşterek borçlu
joint heir
  • [N] müşterek mirasçı

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
joint ayırma eki (kablo) sectionalising