Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
inside Dinle! {,ın'saıd}
  • [A] iç, içteki, dahili
  • [ADV] içeride, içeriye
  • [N] iç, iç taraf, karın
  • [PREP] içinde, içine, içerisinde
inside edat içine, içerisine; içinde, içerisinde: The mouse is hiding inside that piano. Fare o piyanonun içinde saklanıyor.
inside i. iç, iç taraf: the inside of the box kutunun içi.
inside s. iç, içteki.
inside z. içeride; içeriye.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
inside dope
  • [N] bilgi, yanıltıcı bilgi
from inside
  • [PREP] içinden
inside lane
  • [N] iç kulvar
inside of
  • [ADV] içinde, zarfında, içerisinde
inside story
  • [N] kaynaktan gelen haber
put inside
  • [V] içine koymak
turning inside out
  • [N] ters çevirme, tersyüz
turn inside out
  • [V] ters çevirmek, tersyüz etmek, döndürmek
Wash inside out.
  • [PHR] yıkamak: Ters yüz ederek yıkayın.
have the inside track
1. yarış alanının en iç kısmına yakın olmak.
2. daha elverişli durumda olmak.
Inside Address Adres İçinde
Inside Border İç Kenarlık
Inside Height İç Yükseklik
inside information içeriden sızan haberler.
Inside Margin iç kenar boşluğu
inside of an hour bir saate kadar.
inside out tersyüz.
Inside Width İç Genişlik
Left/Inside Sol/İç
turn inside out içini dışına çevirmek, tersyüz etmek.