İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
wash-hand basin |
|
|
bear a hand |
- [V] yardım eli uzatmak, yardım etmek
|
|
bestow hand on smb. |
- [V] el uzatmak, yaşama döndürmek
|
|
hand brake |
{'hændbreık}
|
|
hand's breadth |
- [N] genişlik: el genişliği
|
|
What are the charges per hour? |
- [PHR] ücret: Saat başına ücretiniz ne kadar?
|
|
What's the charge per hour? |
- [PHR] kadar: Saati ne kadar?
|
|
hand in one's checks |
- [ID] öbür dünyayı boylamak, ölmek
|
|
hand in one's chips |
- [ID] ölmek, çekmek: fertiği çekmek
|
|
clasp smb.'s hand |
|
|
close at hand |
- [ADV] yanıbaşında, çok yaklaşan
|
|
consultation hour |
|
|
cow hand |
{'kaʋhænd}
- [N] sığırtmaç, sığır çobanı, kovboy
|
|
hand cream |
|
|
cross smb.'s hand |
- [ID] para vermek {falcıya}, rüşvet vermek
|
|
dead hand |
- [N] elden çıkarılamaz mülk, satılamaz mülk
|
|
deck hand |
{'dekhænd}
- [N] tayfa, güverte tayfası
|
|
at the eleventh hour |
|
|
farm hand |
{'fɑ:rm,hænd}
- [N] çiftlik işçisi, rençper
|
|
first-hand |
{,fɜ:rst'hænd}
- [A] aracısız, ilk elden, doğrudan
- [ADV] aracısız olarak, aracısız, ilk elden, doğrudan
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
hand rail |
1. A tubular steel or plastic device that can be gripped by swimmers or bathers for the purpose of steadying themselves Usually located near the steps in the pool . . commonly applies only to sidewalk railing presenting a latticed, barred, balustered or other open web construction. 2. Rail used as a grip to help swimmers stabilize them selves while entering or exiting spa/pool . 3. A hand hold Usually along the cabin top or ladder . |
|
|
|