İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| hear |
{hıər}
- [V] duymak, işitmek, dinlemek, kulak vermek, ifadesini almak, haber almak, mektup almak, öğrenmek, onaylamak
|
|
| hear |
{f.} {heard} işitmek, duymak; dinlemek, kulak vermek; haber almak, mektup almak;sorguya çekmek, ifadesini almak. Hear IHear ! {ing}., Bravo ! Yaşa ! hear of, hear about oğrenmek, haber almak. hearout sonuna kadar dinlemek ! wont hear of it Kabul etmem. You will hear of this, Bunun cezasını göreceksiniz. Bir gün göreceksiniz. |
|
| hear |
f. {heard} 1. işitmek, duymak. 2. dinlemek, kulak vermek. 3. haber almak, mektup almak. 4. sorguya çekmek, ifadesini almak. Hear! Hear! İng. Bravo!/Yaşa! |
|
| hear |
hear
hîr
Fiil (D) heard
* işitmek, duymak.
* dinlemek, kulak vermek.
* haber almak, mektup almak.
* sorguya çekmek, ifadesini almak. |
|
| hear |
{heard} işitmek, duymak; dinlemek, kulak vermek; h |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
|
|