Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
grow Dinle! {grəʋ}
  • [V] büyümek, gelişmek, yetişmek, yetiştirmek, büyütmek, üretmek, uzatmak, bırakmak, dönüşmek, lenmek: -lenmek, leşmek: -leşmek, lemek: -lemek
grow {f.} {grew, grown} büyümek, gelişmek, inkişaf etmek, serpilmek; çoğalmak, artmak, ilerlemek, olmak; hâsıl olmak, çıkmak; büyütmek, yetiştirmek, meydana getirmek; hası1 etmek. grow on one gittikçe daha çok beğenilmek, bir kimseyi kendine ısındırmak. grow out of hâsıl olmak, çıkmak. He grew out of his shoes büyüdüğünden dolayı ayakkabıları küçüldü. grow together yaklaşmak, birleşmek; beraber büyümek grow up büyümek, olgunlaşmak. growing pains büyüme devresinde çocukların kol ve bacaklarında hâsıl olan ağrılar; bir işin başlangıcındaki zorluklar .
grow grow gro Fiil (D) grew, grown * büyümek; gelişmek; artmak. * {bitki, sebze, meyve} yetiştirmek; yetişmek. * olmak: She's grown ugly. Çirkinleşti./Çirkin oldu. He's grown old. Yaşlandı.
grow {grew, grown} büyümek, gelişmek, inkişaf etmek, se
grow büyü

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
grow dark
  • [V] kararmak
grow fat
  • [V] kilo almak, şişmanlamak, semirmek
hear the grass grow
  • [ID] ukâla olmak, bilmişlik etmek
grow a beard
  • [V] sakal bırakmak
grow apace
  • [V] serpilmek
grow away from
  • [V] uzaklaşmak, soğumak, arası açılmak, büyüyüp sığmamak
grow different
  • [V] başkalaşmak
grow into a man
  • [V] erkeklik erkekliğe adım atmak, adam olmak
grow lean
  • [V] zayıflamak
grow one's hair long
  • [V] saçını uzatmak
grow out of
  • [V] büyüyüp sığmamak, çıkmak, oluşmak, doğmak, zamanla kaybolmak
grow rich
  • [V] zenginleşmek
grow stupid
  • [V] salaklaşmak, aptallaşmak
grow thin
  • [V] zayıflamak
grow up
  • [V] büyümek, gelişmek, boy atmak, çıkmak, yaygınlaşmak
grow warmer
  • [V] sıcaklaşmak
grow wiser
  • [V] meraklanmak
grow hot
  • [V] kızmak, sinirlenmek, öfkelenmek
grow lazy
  • [V] tembelleşmek
grow less
  • [V] eksilmek