Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
grey {greı}
  • [A] gri, külrengi, kırlaşmış, kır, boz, sıkıntılı, kapalı
  • [N] gri, külrengi, kurşuni renk
  • [V] kırlaşmak, ağarmak, beyazlamak
grey s.

i. bak. gray.
grey {bak.} gray.
Grey Gri
grey grey grey Sıfat, noun ·(bakınız) "gray"

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
dapple-grey {'dæpəl,greı}
  • [A] alaca kır renkli
  • [N] alaca kır renk
dapple-grey horse
  • [N] alaca kır at
dark grey
  • [A] kurşuni
go grey
  • [V] ağarmak
turn grey
  • [V] kırlaşmak
grey area
  • [N] işsizliğin yoğun olduğu bölge
grey crow
  • [N] gri karga, kuzgun
grey-haired {greı'heərd}
  • [A] kır saçlı, ihtiyar
grey-headed {greı'hedıd}
  • [A] kır saçlı
grey-headed man
  • [N] yaşlı adam
grey-hen {'greı,hen}
  • [N] çil keklik
grey matter
  • [N] zekâ, akıl, beyin, beynin merkezi deki gri madde
grey squirrel
  • [N] gri sincap
golden grey mullet
  • [N] altınbaş kefal
grey mullet
  • [N] kefal
pearl grey
  • [N] gümüşi
slate-grey
  • [A] barut rengi, kurşun mavisi
gray , grey {s.}, {i.}, {f.} gri, kurşuni, kül rengi, boz; ağartılmamış {çamaşır}; kır, ağarmış; eski, yaşlı; gri giysili; {i.} kurşuni renkte hayvan veya şey; {f.} ağartmak, ağarmak. gray matter {tıb.} gri madde, {k.dili} beyin, akıl. gray wolf bozkurt. grayness {i.} grilik, bozluk.
gray , grey gri, kurşuni, kül rengi, boz; ağartılmamış {çamaşı
grey fox gri tilki

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
bragg grey bağıntısı bragg grey relation
bkz. grey gray
bragg grey bağıntısı bragg grey relation [tech.]