İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
grade |
{greıd}
- [N] derece, aşama, basamak, rütbe, kademe, sınıf, kalite, eğim, seviye, düzey, başarı notu
- [V] sınıflamak, sınıflandırmak, derecelendirmek, not vermek, düzeltmek, düzenlemek
|
|
grade |
i. 1. derece; rütbe; cins; sınıf, kalite. 2. {ilköğretimde} sınıf: He´s six years old and in the first grade. Altı yaşında ve birinci sınıfta. 3. {öğretmenin öğrenciye verdiği} not. 4. eğim, meyil.
f. 1. {sınav kâğıdını veya ödevi okuyup} not vermek. 2. derecelere ayırmak, tasnif etmek. 3. tesviye etmek, düzlemek. |
|
grade |
{i.}, {f.} derece, mertebe, tabaka; cins; sınıf; meyil {yol}; A.B.D. okul sınıfı; not {ders, imtihan}; A.B.D. rütbe; f sınıflandırmak, tasnif etmek, derecelere ayırmak; tonları tanzim etmek; aynı seviyeye getirmek, tesviye etmek {yol}; yolu kazıyarak düzeltmek; neslini ıslah etmek {at}. Grade A birinci kalite. grade crossing hemzemin geçit. grade school ilkokul. at grade aynı seviyede. make the grade başarmak, muvaffak olmak. the grades A.B.D. ilkokul. up to grade istenilen nitelikte. graded {s.} tasnif edilmiş; dereceli; düzeltilmiş . |
|
grade |
derece |
|
grade |
derece |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|