Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
giysi
  • [N] clothes, clothing, dress, costume, apparel, attire, caparison, garment, guise, raiment, robe, tire, tog, toggery, vesture, wear
giysi piece of clothing, garment, dress; clothing, clothes, dress, apparel, attire.

giysi dolabı wardrobe, armoire.
giysi * piece of clothing, garment, dress; clothing, clothes, dress, apparel, attire.
giysi clothes
giysi attire

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
armalı giysi
  • [N] coat of arms
baldıra kadar giysi
  • [N] midi
bayramlık giysi
  • [N] tucker: best bib and tucker
biçimini değiştirmek (giysi)
  • [V] bushel
büyük beden giysi
  • [N] oversize
delikli (giysi)
  • [A] peekaboo
düzeltmek (giysi)
  • [V] spruce, spruce up
en iyi giysi
  • [N] war paint
fitilli kadife giysi
  • [N] cord
flanelden yapılmış giysi
  • [N] flannel
genişlemek (giysi)
  • [V] flare
en şık giysi
  • [N] glad rags
giysi sağlamak
  • [V] clothe
gündelik giysi
  • [N] casual wear, casual, leisure wear
kol (giysi)
  • [N] sleeve
kukuletalı uzun giysi giymış olan
  • [A] dominoed
muşamba giysi
  • [N] oilskins
omzuna almak (giysi)
  • [V] fling on
önü açık giysi
  • [N] wraparound
özel giysi
  • [N] garb