İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
fire |
{'faıər}
- [N] ateş, alev, yangın, ısıtıcı, ocak, hırs, heyecan, ateş etme
- [V] yakmak, işten atmak, tutuşturmak, ısıtmak, ateşlemek, işten kovmak, kovmak, işten çıkarmak, alev almak, yanmak, ateş almak, çalışmak {motor vb.}, soruvermek, soru yağmuruna tutmak
|
|
fire |
i. 1. ateş. 2. yangın. |
|
fire |
f. 1. {tüfek, top, v.b.´ni} ateşlemek; {silah} ateş almak. 2. {kurşun, top, belirli bir el silah} atmak. 3. {toprak eşyayı} {fırında} pişirmek. 4. k. dili işten kovmak, sepetlemek. |
|
fire |
i. ateş, alev; kıvılcım; yangın;cehennem, cehennem azabı; hararet, ısı, sıcaklık; hırs. fire alarm yangın zili, alarm. firearms
i. ateşli silahlar. fireball
i. akanyıldız; top şeklindeki şimşek; atom bombası patladığında hasıl olan ateş topu; {A.B.D}., {k}.dili enerjik kimse. fireboat
i. yangın söndürme gemisi. firebrand
i. alevli odun parçası, meşale, öksü; fesatçı, kundakçı, tahrikçi. firebreak
i. ,{A.B.D}.orman yangınının yayılmasını önlemek için ağaçları kesilen bölge. fire brick ateş tugğası. fire brigade itfaiye teşkilatı. fire bucket yangın söndürmeye mahsus su kovası. fire bug {A.B.D}., {k}.dili kasten yangın çıkarma egilimi olan deli. fire control {ask}. gemi veya istihkam top ateşini idare sistemi. firecracker
i. kağıt fişek, torpil. firedamp
i. kömür madenlerinde hâsıl olan kolay ateş alır gaz, metan. fire department itfaiye teşkilatı. firedog
i. ocağın demir ayaklığı. fire drill yangından kaçma talimi. fireeater
i. ateş yutan hokkabaz; kavgacı kimse. fire engine itfaiye arabası; yangın tulumbası. fire escape yangın merdiveni. fire extinguisher yangın söndürme aleti. firefighter
i. itfaiyeci. firefly
i. ateşböceği. fire hazard yangın tehlikesi çok olan yer. fire hydrant yangın söndürme musluğu. fire insurance yangın sigortası. fire irons maşa ile kürek ve kömür karıştıracak demirden ibaret ocak takımı. firelight
i. alev ışığı. firelock
i. eski tip bir tüfek. fireman
i. itfaiye neferi; ateşçi. visiting fireman {A.B.D}., {k}.dili ağırlanacak misafir. fire marshall yangın tehlikesine karşı binaları kontrol eden görevli. fireplace
i. şömine, ocak. fireplug
i. yangın musluğu. fire power {ask}. ateş kudreti. fireproof
s. yanmaz, ateş geçmez. fire sale {A.B.D}. yangında hasar gören malın tenzilâtlı satışı. fire screen ocak önüne konulan perde; ateş siperi. fire ship yakılarak düşman gemileri arasına salıverilen gemi. fireside
i. ocak başı: ev, yurt. firethorn
i. ateş dikeni. fire tongs iri ateş maşası. fire tower yangın kulesi. firetrap
i. yangın tehlikesi karşısında kolay kaçılamayan bina. fire wall yangın duvarı, yangının sirayet etmesine engel olmak için yapılan duvar. firewarden
i. yangından korunma veya yangın söndürme işlerine nezaret eden kimse, yangın bekçisi. firewater
i. viski fireweed
i. yangın yerlerinde çabuk biten birkaç çeşit ot, yakıotu, {bot}. Epilobium angustifolium. firewood
i. odun. fireworks
i. donanma fişekleri. fire worship ateşe tapma, ateşperestlik. fire worshipper ateşperest, Mecusi. a running fire yaylım ateşi. between two fires iki ateş arasında. catch fire tutuşmak, ateş almak. cease fire ateş kesmek. go through fire and water bütün tehlikeleri göze almak. hang fire muallâkta olmak; geri kalmak. heap coals of fire on ones head iyilik ederek karşısındakini utandırmak. Iay a fire odunları çatıp ateş için hazırlamak. miss fire ateş almamak {silâh, bomba}; başaramamak, isabet kaydedememek. on fire yanmakta; coşmuş. open fire atışa başlamak. play with fire ateşle oynamak, tehlikeli bir işe girişmek. set fire to ateşe vermek, tutuşturmak. set on fire yakmak; alevlendirmek, tahrik etmek, kışkırtmak, gayret vermek. set the world on fire üstün derecede başarı kazanmak. strike fire kıvılcım saçmak; tepki yaratmak. St. Elmos fire gemici nuru. under fire ateş altında. fireless
s. ateşsiz. fireless cooker sıcaklığı muhafaza eden tencere. |
|
fire |
f. tutuşturmak, ateşe vermek, alevlendirmek; yakmak, pişirmek; canlandırmak, harekete geçirmek, gayrete getirmek, tahrik etmek; teşvik etmek; patlatmak, ateş etmek; atmak, püskürtmek; tutuşmak; silahla ateş etmek. fire a volley yaylım atesi açmak. Fire away! Haydi, başla! fire a broadside {den}. borda ateşi etmek, geminin bir tarafındaki bütün toplarla birden ateş açmak. fire off pişirmeyi tamamlamak {tuğla, çanak}; {k}.dili hemen göndermek. fire up fayrap etmek; birdenbire kızmak, parlamak. |
|
|
Türkçe » İngilizce |
Yukarı |
fire |
- [N] ullage, wastage, shrinkage, leakage, outage, turnover, wantage
|
|
fire |
com. loss, decrease, diminution {of weight}; wastage; shrinkage.
fire vermek 1. com. to be reduced by wastage; to diminish, shrink. 2. slang to display a fault of character or a moral shortcoming. |
|
fire |
ticaret
* loss, decrease, diminution {of weight}; wastage; shrinkage. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
add fuel to the fire |
- [ID] yangına körükle gitmek
|
|
back-fire |
{'bæk,faıər}
- [N] geri tepme, erken ateşleme yapma {motor}, ters gitme, aleyhine dönme
- [V] geri tepmek, erken ateşleme yapmak {motor}, ters gitmek, aleyhine dönmek
|
|
bank up fire |
|
|
baptism of fire |
- [N] ilk defa savaşa girme
|
|
catching fire |
|
|
cease fire |
- [V] ateş kesmek, silâh bırakmak
|
|
heap coals of fire on one's head |
- [ID] kötülüğe iyilikle karşılık vermek
|
|
cross fire |
{'krɔ:s,faıər}
- [N] çapraz ateş, yaylım ateşi, soru yağmuru
|
|
dead fire |
|
|
drum-fire |
{'drʌm,faıər}
- [N] yaylım ateşi, top ateşi, bombardıman
|
|
fen fire |
{'fen,faıər}
- [N] bataklıktaki aldatıcı ışık
|
|
fire! |
{'faıər}
|
|
Call the fire department. |
- [PHR] itfaiye: İtfaiye çağırın.
|
|
catch fire |
- [V] ateş almak, alev almak, tutuşmak
|
|
lay the fire |
|
|
light the fire |
|
|
make a fire |
|
|
make the fire |
|
|
on fire |
- [A] tutuşmuş, yanmakta, yanıyor
|
|
set fire |
- [V] kundaklamak, yangın çıkarmak, ateşe vermek
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|