İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
fine |
{faın}
- [A] güzel, hoş, ince, narin, hassas, nefis, mükemmel, saf, iyi, uygun
- [ADV] güzel, hoş, iyi, incecik, ucu ucuna
- [N] ceza, para cezası
- [V] berraklaştırmak, arıtmak, açılmak, berraklaşmak, para cezası vermek
|
|
fine |
i. para cezası.
f. para cezasına çarptırmak. |
|
fine |
s. 1. güzel, ince, zarif. 2. ince. 3. saf, katışıksız, halis. 4. hassas, ince ruhlu, duygulu. 5. âlâ, mükemmel, üstün. 6. açık, güzel {hava}. |
|
fine |
i. {müz}. son. |
|
fine |
s.
z.
f. güzel, ince, zarif; {saf, katkısız, katışıksız, halis; hassas, ince ruhlu, duygulu; ala, mükemmel, üstün: berrak, açık;
z. {k}.dili güzel, hoş, iyi;
f. toz haline getirmek; güzelleşmek. fine arts güzel sanatlar. finedraw
f. {terz}. kumaşın iki kenarını görünmez surette birbirine dikmek; inceltmek {tel}. finedrawn
s. inceltilmiş {tel}, bütün ayrıntılarıyla düşünülmüş. in fine feather {k}.dili havasında. finegrained
s. {bot}. ince damarlı {ağaç}; {foto}. ince tanecikli. fine-spoken
s. kibar bir şekilde konuşan. finespun
s. ince eğrilmis; aşırı derecede ince. fine-toothed comb ince dişli tarak. go over the matter with a fine-toothed comb meseleyi inceden inceye gözden geçirmek, ince eleyip sık dokumak. a fine distinction ince fark. afine lady hanımefendi. fine gold saf altın. My fine fellow ! Oğlum ! Yahu ! some fine day günün birinde. finely
z. inceden inceye, güzel bir şekilde. finenessi. incelik, zarafet, güzellik; karışımdaki saf altın oranı. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
fine arts |
|
|
fine feathers make fine birds |
|
|
fine chemicals |
- [N] ince kimyasal maddeler
|
|
fine comb |
|
|
go over smth. with a fine comb |
- [ID] ince eleyip sık dokumak, kılı kırk yarmak
|
|
cut it fine |
- [ID] ucu ucuna yetişmek, son anda yetişmek
|
|
draw it fine |
- [V] kısa kesmek, uzatmamak, abartmamak
|
|
in fine feather |
|
|
in fine fettle |
- [A] keyfi yerinde, formunda
- [ADV] iyi durumda
|
|
in fine |
- [ADV] kısacası, sözün kısası, sonunda
|
|
very fine |
|
|
You'll have to pay a fine. |
- [PHR] ödeme: Ceza ödemeniz gerekiyor.
|
|
fine adjustment |
|
|
fine away |
- [V] inceltmek, yontmak, sivriltmek, aşınmak, incelmek
|
|
fine cut |
- [N] ince kıyılmış şey, ince kıyım
|
|
fine down |
- [V] inceltmek, yontmak, sivriltmek, berraklaştırmak, arıtmak, aşınmak, incelmek
|
|
fine off |
|
|
fine-spun |
{'faınspʌn}
|
|
fine work |
|
|
fine grained |
{,faın'greınd}
|
|
|
|