Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
field Dinle! {fi:ld}
  • [N] tarla, otlak, bilgi alanı, kır, alan, bilim dalı, saha, çalışma alanı, savaş alanı
  • [V] sahaya çıkarmak, cevabı yapıştırmak, top atmak {kriket}
field i.
1. tarla.
2. çayır; otlak, mera.
3. alan, saha.

f. {bir spor takımını} sahaya çıkarmak.
field i.

f. çayır, kır, otlak, mera; tarla; saha, meydan, alan; savaş meydanı; oyun sahası; bir yarışmaya katılanlar; fırsat; {han}. zemin; {fiz}. saha, tesir sahası, etki alanı;

f. top oyunlarında meydancı olmak; topu yakalayıp atmak. field artillery {ask}. sahra topçusu. field corn hayvan yemi olarak yetiştirilen mısır. field day spor bayramı. field events bir atletizm karsılaşmasında yüksek atlama, cirit atma gibi yarışmalar. field glasses çifte dürbün. field hospital sahra hastanesi. field knautia, field scabious misk çiçeği, {bot}. Knautia arvensis. field magnet {mak}. motorda sabit bobin. field marshal mareşal, müşir. field mouse tarla faresi. field officer {ask}. binbaşı, yarbay veya albay; alay komutanı. fieldpiece

i. sahra topu field sports atletizm; av gibi açık hava sporları. fieldstone

i. {inşaatlarda kullanılan} yontulmamış taşlar. field trip {öğretimde} gezi, tatbikat. fieldwork

i. {ask}. hafif istihkâm. field work bir bilginin yaptığı araştırma ve çalışma. a fair field bir yarışmada eşit şartlar. hold the field yerini muhafaza etmek. play the field {A.B.D}. bir kişiye bağlanmayıp değişik kimselerle flört etmek. take the field sefere çıkmak. wide field of vision geniş görüş alanı. fielder

i. beysbol dış meydan oyuncusu. to field questions gazetecilerin sorularına cevap vermek; cevaplandırmak.
field alan
field alan

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
field of activity
  • [N] faaliyet alanı
arable field
  • [N] tarla
barley field
  • [N] arpalık
field cricket
  • [N] orakböceği
paddy field {'pædıfi:ld}
  • [N] tarla: Çeltik tarlası
ploughed field
  • [N] tarla: sürülmüş tarla
plowed field
  • [N] tarla: sürülmüş tarla
field day {'fi:ld,deı}
  • [N] manevra günü, tatbikat günü, spor günü, çok başarılı bir gün, özel gün
field event {'fi:ldı,vent}
  • [N] atletizm yarışmaları
field gun {'fi:ldgʌn}
  • [N] sahra topu
field hospital {,fi:ld'hɒspıtəl}
  • [N] sahra hastanesi
field officer {,fi:ld'ɔ:fısər}
  • [N] üstsubay, yüksek rütbeli subay
field sports {'fi:ldspɔ:rts}
  • [N] açık hava sporları