İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
addle-brain |
{'ædəl,breın}
- [N] beyinsiz, kuş beyinli
|
|
birds of a feather flock together |
- [ID] tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
|
|
brain |
{breın}
- [N] beyin, zekâ, akıl, kafalı kimse, zeki kimse
- [V] kafa yarmak, beynini patlatmak
|
|
concussion of the brain |
|
|
brain drain |
{'breındreın}
|
|
brain trust |
- [N] danışman grubu, soruları cevaplayan uzmanlar grubu
|
|
brain truster |
|
|
brain twister |
|
|
brain wave |
{'breınweıv}
- [N] dahiyane buluş, parlak fikir, beyin akımı
|
|
feather |
{'feðər}
- [N] kuştüyü, tüy, köpük {dalga}
- [V] tüylerle donatmak, tüy takmak, tüylenmek {kuş}
|
|
as light as feather |
|
|
in fine feather |
|
|
in full feather |
- [A] tüyleri çıkmış, keyfi yerinde
|
|
in high feather |
|
|
make the feather fly |
- [ID] büyük kavgaya neden olmak, kıyametin kopmasına neden olmak
|
|
show the white feather |
- [ID] korkaklık etmek, korktuğunu belli etmek, korkmak, ödleklik etmek
|
|
feather-brained |
{'feðər,breınd}
|
|
feather one's nest |
|
|
flight feather |
- [N] uçmayı kolaylaştıran tüy
|
|
feather one's own nest |
- [N] emanet: emaneti iç etmek, sebeplenmek
|
|
|
|