fan |
{fæn}
- [N] yelpaze, vantilatör, körük, tahıl savurma makinesi, yaba, pervane {gemi}, fan, hayran, taraftar, hasta
- [V] yelpazelenmek, havalandırmak, hava vermek, körüklemek, tahrik etmek, alevlendirmek, tahıl savurmak, yelpaze şeklinde açılmak, yayılmak, esmek
|
|
fan |
f. {ned, ning} hava vermek, yelpazelemek; savurmak; esmek, serinletmek;rüzgârın önüne katılmış gibi yavaş yavaş hareket etmek; yelpaze gibi açılmak; {beysbol} vuruş olmadığı için oyunu kaybetmek. fanthe flames kışkırtmak, tahrik etmek, körüklemek. |
|
fan |
i. {h. dili} hayran veya düşkün kimse,meraklı kimse. sport fan spor tiryakisi .movie fan sinema meraklısı. |
|
fan |
i. yelpaze; pervane, pervane kanadı;vantilatör; yelpaze şeklindeki herhangi bir şey,yeldeğirmeninin iri kanatlarını rüzgâr yönünde tutmaya mahsus arka kanat. fanlight
i. {mim.} kapı üstündeki açık yelpaze şeklinde pencere fantail
i. yelpaze kuyruklu kuş; böyle kuyruğu olan güvercin; yelpaze kuyruklu akvaryum balığı; geminin kıçı. fan tracery yelpaze şeklîndeki kemer süsü. fan vaulting yelpaze şeklîndeki kemer. electric fan vantilator. exhaust fan aspirator. |
|
fan |
i. 1. yelpaze. 2. vantilatör. 3. yelpaze biçimindeki herhangi bir şey. |
|
|