Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
existence Dinle! {ıg'zıstəns}
  • [N] varoluş, ömür, olma, varlık, hayat
existence i.
1. varlık, varoluş.
2. hayat, yaşam.
existence {i.} varlık, mevcudiyet, var oluş; hayat, ömür; bulunma, tezahür. existent {s.} mevcut, mevcut olan, var olan, bulunan. existential {s.} var olan, mevcudiyeti olan. existentialism {i.},{fels.} egzistansiyalizm, varoluşçuluk.
existence ex.is.tence îgzîs'tıns İsim * varlık, varoluş. * hayat, yaşam.
existence varlık, mevcudiyet, var oluş; hayat, ömür; bulunma

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
drag out a miserable existence
  • [ID] sürünerek yaşamak
drag out a wretched existence
  • [ID] sürünerek yaşamak
lead a hand-to-mouth existence
  • [V] kıt kanaat geçinmek
existence theorem varlık savı
existence theorem varlık savı
in existence
1. yokluk.
the bane of one´s existence/life başının derdi, baş belası.
the bane of one's existence * başının derdi, baş belası.
come into existence varol
in existence yokluk
existence theorem varlık savı
existence theorem varlık savı
drag out a miserable existence sürünerek yaşamak
drag out a wretched existence sürünerek yaşamak
lead a hand to mouth existence kıt kanaat geçinmek f.
existence theorem varlık savı [elec.]