| early |
{'ɜ:rlı}
- [A] erken, başlangıç, ilk, eski, çabuk, acele
- [ADV] erken, çabuk, erkenden, ilk olarak, evvel, önce, zamanından önce
|
|
| early |
s. erken; eski; ilk.
z. zamansız, vakitsiz, vaktinden evvel. |
|
| early |
s.
z. erken; eski; ilk, ilkel;
z. vakitsiz, vaktinden evvel. early bird erken kalkan, sabahçı. The early bird gets the worm Erken davranan istediğini elde eder. early riser erken kalkan kimse .at an early age çocukken.at your early convenience sizin için uygun olan ilk fırsatta. |
|
| early |
ear.ly
ır'li
Sıfat
* erken; eski; ilk.
Zarf
* zamansız, vakitsiz, vaktinden evvel. |
|
| early |
erken; eski; ilk, ilkel; vakitsiz, vaktinden evve |
|
|