chest |
{tʃest}
- [N] sandık, göğüs kafesi, kutu, göğüs, kasa
|
|
beat one's chest |
- [V] dövünmek, üzüntüden saçını başını yolmak, dizini dövmek
|
|
get smth. off one's chest |
- [ID] yüreğini açmak, içini dökmek
|
|
have a weak chest |
- [ID] bünyesi zayıf olmak, eli darda, göğsünden rahatsız olmak, muhtaç
|
|
I have a pain in my chest. |
- [PHR] göğüs: Göğsümde bir ağrı var.
|
|
play cards close to one's chest |
- [ID] çıkarı için gizlice hareket etmek, kozunu sona saklamak
|
|
play close to one's chest |
- [ID] sinsice hareket etmek, çıkarı için gizlice hareket etmek, kozunu sona saklamak
|
|
chest expander |
- [N] göğüs geliştirici spor aleti
|
|
chest note |
{'tʃestnəʋt}
- [N] göğüsten çıkan en pes nota, pes ses
|
|
chest of drawers |
- [N] şifoniyer, konsol, çekmeceli dolap
|
|
chest register |
- [N] göğüsten çıkan en pes sesler
|
|
chest trouble |
|
|
cold on the chest |
|
|
dower |
{'daʋər}
- [N] dul kadına kocasının mülkünden düşen pay, çeyiz, drahoma, yetenek, kabiliyet
- [V] çeyiz vermek, drahoma vermek, yetenek vermek
|
|
hope chest |
|
|
medicine chest |
- [N] ecza dolabı, ilaç kutusu
|
|
throw out one's chest |
|
|
chest |
i. 1. göğüs. 2. sandık. 3. kutu. |
|
chest |
i. göğüs; sandık; kutu: bir kurumda para alınıp verilen yer: banka. chest of drawers çekmeceli dolap, konsol. chest register {müz}. göğüsten çıkan pes sesler. community chest genel yardım sandlğı. hope chest ceyiz sandığı. medicine chest ilâc dolabı. tool chest takım sandığı. get something off ones chest içini dökmek. |
|
chest of drawers |
şifoniyer. |
|