Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
dismiss Dinle! {dıs'mıs}
  • [N] azletme
  • [V] bırakmak, açığa çıkarmak, azletmek, işten atmak, salıvermek, işten çıkarmak, görevden almak, işten kovmak, kovmak, affetmek, ihraç etmek, savmak, reddetmek {dava}
dismiss f.
1. işten çıkarmak, kovmak; görevden almak, görevden uzaklaştırmak: The Prime Minister has dismissed two members of her cabinet. Başbakan kabine üyelerinden ikisini görevden aldı.
2. gitmesine izin vermek: The teacher dismissed her students. Öğretmen öğrencilerinin gitmesine izin verdi.
3. huk. {davayı} reddetmek.
dismiss f. işten çıkarmak; yol vermek, gitmesine müsaade etmek; azletmek; bertaraf etmek, defetmek bırakmak; {huk}. davayı reddetmek. dismiss from mind aklından çıkarmak, düşünmemek. dismissal

i. yol verme, azledilme; izin, müsaade. dismissible

s. bertaraf edilebilir, bırakılabilir.
Dismiss Bırak
dismiss dis.miss dîsmîs' Fiil * işten çıkarmak, kovmak; görevden almak, görevden uzaklaştırmak: The Prime Minister has dismissed two members of her cabinet. Başbakan kabine üyelerinden ikisini görevden aldı. * gitmesine izin vermek: The teacher dismissed her students. Öğretmen öğrencilerinin gitmesine izin verdi. Hukuk * {davayı} reddetmek.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
dismiss! {dıs'mıs}
  • [INTRJ] dağılın!
dismiss from one's mind
  • [ID] kafasından çıkarıp atmak
dismiss from one´s mind aklından çıkarmak, düşünmemek.
dismiss from one's mind * aklından çıkarmak, düşünmemek.
Dismiss All Hiçbirini Anımsatma
Dismiss All Tümünü Bırak
Dismiss Item Öğeyi Bırak
dismiss from one's mind kafasından çıkarıp atmak