dig |
{dıg}
- [N] kazı, kazma, dürtme, iğneleme, taş, lojman, yurt
- [V] kazmak, çukur kazmak, bellemek, hafriyat yapmak, deşmek, incelemek, dürtmek, mahmuzlamak, anlamak, hoşlanmak, göz atmak, araştırmak, yemeğe girişmek, ineklemek, harıl harıl çalışmak
|
|
dig |
f. {dug, digging} kazmak, toprağı bellemek: kazı yapmak, hafriyat yapmak; dürtmek; {k}.dili üzerinde düşünmek, kafa yormak: {A.B.D}. argo anlamak, beğenmek; {mak}. derin kesmek. dig in {ask}. siper kazıp mevzi almak; kalmak niyetiyle yerleşmek. dig into çok çalışmak. dig out kazıp çıkarmak: ayrıntılarıyla incelemek. dig up kazıp çıkarmak: kazıp belleyerek toprağı havalandırmak. |
|
dig |
i. hafriyat, kazı; {k}.dili iğneli söz, kinaye, dokunaklı söz. digs
i. {çoğ}., {ing}., {k}.dili pansiyon. take a dig at somebody yapmacık bir nezaketle başkasının kusurunu yüzüne vurmak. |
|
dig |
dig
dîg
Fiil (D) dug, digging
* kazmak, bellemek.
* kazı yapmak.
* dürtmek.
slang
* beğenmek, hoşlanmak.
slang
* -den anlamak.
İsim
* {arkeolojik} kazı.
* iğneli söz, taş. |
|
dig |
{dug, digging} kazmak, toprağı bellemek: kazı yapm |
|
|