Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
cyclo-stationary çevrimsel-durağan
cyclo-stationary çevrimsel-durağan
cyclo-stationary çevrimsel-durağan
cyclo-stationary çevrimsel-durağan
cyclo-stationary çevrimsel-durağan [elec.]

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
cyclo-cross Dinle!
  • [N] bisiklet krosu
stationary Dinle! {'steıʃə,nerı}
  • [A] sabit, hareketsiz, değişmeyen, yerleşik, stasyoner, olduğu gibi kalan
non-stationary interference durağan-olmayan karışma
non-stationary random process durağan olmayan rasgele süreç
stationary s.
1. hareket etmeyen, hareketsiz.
2. işlemeyen, çalışmayan {makine}.
3. sabit, durağan.
stationary s.

i. sabit, durağan; kımıldamaz; muayyen bir kararda kalan, ne ilerlemekte ne de gerilemekte olan;

i. bir yerde daima kalan kimse veya şey; belirli bir yerde bulunan er. stationary air nefes alıp verme sırasında daima akciğerde kalan hava. stationary engine sabit makina. stationary front iki hava tabakası arasındaki sınır. stationary population yerleşik nüfus.
stationary population durağan evren
stationary random noise durağan rasgele gürültü
wide sense stationary geniş anlamda durağan
stationary sta.tion.ar.y stey'şıneri Sıfat * hareket etmeyen, hareketsiz. * işlemeyen, çalışmayan {makine}. * sabit, durağan.
stationary sabit, durağan; kımıldamaz; muayyen bir kararda ka
stationary sabit
stationary durağan
stationary pad kalıcı dosya
stationary sabit
stationary yerinde duran
stationary durağan
stationary sabit
non-stationary interference durağan-olmayan karışma
non-stationary random process durağan olmayan rastgele süreç