İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
crack |
{kræk}
- [A] çatırtı, patlama, şaklama, vuruş, aralık, özür, espri, çene çalma, as, birinci sınıf şey, deneme
- [N] çatlak, şiddetle vurma
- [V] patlamak, çatırdamak, şaklatmak, yarılmak, çatlamak, çatallaşmak {ses}, çökmek, kırmak, çatırdatmak, çatlatmak
|
|
crack |
i. 1. çatlak, yarık. 2. çatırtı, şaklama. 3. hızlı darbe; çarpma. 4. bir çeşit eroin.
f. 1. çatlamak, yarılmak, kırılmak; çatlatmak, yarmak, kırmak. 2. {kasayı} açmak. 3. {şifreyi} çözmek. 4. {ses} çatallaşmak. |
|
crack |
i.
f. çatlak, yarık; çatırtı, şaklama; hızlı darbe; aralık; {k.dili}. birinci sınıf; {k.dili}. kesin cevap; {k.dili}. deneme; {argo}. hırsız;
f. çatlamak, yarılmak, kırılmak; çatlatmak, yarmak, kırmak; zorlamak, açmak {kasa}; çatallaşmak {ses}; {petrol} ayırmak, kraking yapmak. crack a joke şaka yapmak, takılmak. crack a smile gülümsemek. crack down {on} {ABD}., {k.dili}. sıkı tedbirler almak, baskı yapmak. crack the whip kamçıyı şaklatmak. crack up sinir krizi geçirmek; {arabayı} kazada paramparça etmek; kaza geçirmek; güImektenkatılmak ; {ing}. övmek. a hard nut to crack başarılması zor bir iş; tesir edilemeyen kimse , {fig}. çetin ceviz. not to crack a book argo kitabın kapağını açmamak, ders çalışmamak. the crack of doom kıyamet günü. cracked
s. çatlak; {k.dili}. kaçık, delice. |
|
crack |
crack
kräk
İsim
* çatlak, yarık.
* çatırtı, şaklama.
* hızlı darbe; çarpma.
* bir çeşit eroin.
Fiil
* çatlamak, yarılmak, kırılmak; çatlatmak, yarmak, kırmak.
* {kasayı} açmak.
* {şifreyi} çözmek.
* {ses} çatallaşmak. |
|
crack |
çatlak, yarık; çatırtı, şaklama; hızlı darbe; aral |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
crack-brained |
{'kræk,breınd}
|
|
crack up |
- [V] yıkılmak, çökmek, dağılmak, dağıtmak, övmek, gülmekten katılmak
|
|
crack-up |
|
|
crack of doom |
|
|
hairline crack |
|
|
crack jokes |
|
|
hard nut to crack |
|
|
a crack shot |
keskin nişancı. |
|
a hard nut to crack |
k. dili 1. başarılması zor iş. 2. çetin ceviz. |
|
a hard/tough nut to crack |
k. dili çetin ceviz. |
|
bark crack |
kabuk çatlağı |
|
crack a joke |
şaka etmek, şaka yapmak. |
|
crack a joke |
şaka yapmak, takılmak. |
|
crack down |
{on} k. dili 1. {son vermek için} -in üstüne gitmek. 2. müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak. |
|
crack up |
1. k. dili delirmek, oynatmak. 2. gülmekten katılmak. 3. {arabayı} kazada paramparça etmek. 4. kaza geçirmek. |
|
a hard nut to crack |
* başarılması zor iş.
* çetin ceviz. |
|
crack a joke |
* şaka söylemek, şaka yapmak. |
|
crack down |
Konuşma dili
* -e karşı sıkı önlem almak. |
|
crack down on |
Konuşma dili
* -e karşı sıkı önlem almak. |
|
crack up |
* sağlığı bozulmak.
* gülmekten katılmak.
* {arabayı} kazada paramparça etmek.
* kaza geçirmek. |
|
|
|