Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
conscience Dinle! {'kɒnʃəns}
  • [N] vicdan, inanç
conscience i. vicdan; vicdanlılık. conscience clause vicdana riayet etmek şartıyla manasında bir ant veya kanuna ilâve edilen cümle. conscience money vicdanı rahatlatmak için verilen para. conscience-smitten

s. vicdanı azap içinde olan. clear conscience vicdan rahatlığı. guilty conscience vicdan azabı. in all conscience vicdanen ; mutlaka. on ones conscience vicdanını rahatsız eden.
conscience i.
1. vicdan.
2. vicdanlılık.
conscience vicdan
conscience con.science kan'şıns İsim * vicdan. * vicdanlılık.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
for conscience sake
  • [N] vicdanını rahatlatmak için
in all conscience
  • [ADV] vicdanen, doğrusu, mutlâka
pricks of conscience
  • [N] vicdan azabı
conscience money
  • [N] vicdanını rahatlatmak için verilen-para
conscience-proof
  • [A] pişkin
  • [N] yüzsüz, umursamaz, duygusuz
conscience-stricken {'kɒnʃəns,strıkən}
  • [A] vicdan azabı çeken
guilty conscience
  • [N] suçluluk hissi, vicdan azabı, vicdan rahatsızlığı
pressure of conscience
  • [N] vicdan azabı
quiet conscience
  • [N] vicdan huzuru, vicdan rahatlığı
salve one's conscience
  • [V] vicdanını rahatlatmak
sting of conscience
  • [N] vicdan azabı
twinge of conscience
  • [N] vicdan azabı
clear conscience vicdan rahatlığı.
guilty conscience vicdan azabı.
Her conscience pricked her. Vicdanı kendisini rahatsız etti.
liberty of conscience vicdan özgürlüğü.
on one´s conscience vicdanını rahatsız eden.
prick of conscience vicdan azabı.
qualms of conscience vicdan azabı.
salve one´s conscience vicdanını rahatlatmak.