İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
clean-cut |
{,kli:n'kʌt}
- [A] açık, kesin, biçimli, pürüzsüz, düzenli, hoş, iç açıcı
|
|
clean-cut |
s. iyi yontulmuş, temiz {iş}; kesin; göze hoş görünen. |
|
clean-cut |
iyi yontulmuş, temiz {iş}; kesin; göze hoş görünen |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
Could I have a clean ashtray? |
- [PHR] kül: Temiz bir kül tablası alabilir miyim?
|
|
a new broom sweeps clean |
- [ID] işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür
|
|
clean |
{kli:n}
- [A] arı, temiz, ak, pak, saf, katışıksız, yazısız, lekesiz, kusursuz, budaksız, ruhsatlı, yasal
- [ADV] iyice, temiz olarak, tamamen, tümüyle
- [V] temizlemek, arındırmak, arıtmak, parlatmak, boşaltmak
|
|
come clean |
- [ID] itiraf etmek, gerçeği kabul etmek
|
|
I clean forgot |
|
|
It's not clean enough. |
- [PHR] temiz: Yeterince temiz değil.
|
|
keep it clean! |
- [INTRJ] terbiyeli ol!, ağzını topla!
|
|
Mr clean |
- [N] dürüst adam, temiz adam
|
|
spotlessly clean |
|
|
sweep clean |
- [ID] baştan başa değiştirmek
|
|
very clean |
- [A] pırıl pırıl, tertemiz
|
|
Would you please clean my watch? |
- [PHR] temizlemek: Saatimi temizler misiniz lütfen?
|
|
clean and jerk |
|
|
clean bill of lading |
|
|
clean-bred |
{'kli:n,bred}
|
|
clean down |
- [V] tepeden tırnağa temizlemek, yıkamak, iyice temizlemek
|
|
clean gone |
- [PHR] iz bırakmadan gitmiş
|
|
clean-handed |
{,kli:n'hændıd}
- [A] suçsuz, temiz, temiz elli
|
|
clean-limbed |
{'kli:n,lımd}
- [A] çakı gibi, uzun boylu ve yakışıklı
|
|
clean living! |
- [INTRJ] saflığını bozma!, temiz kal!, hep böyle kal!
|
|
|
|