İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
chicken |
{'tʃıkən}
- [A] korkak, ödlek
- [N] tavuk, piliç, civciv, ödlek, yavru kuş, tavuk eti, kız, toy, cesaret yoklama oyunu
- [V] korkak davranmak, korkudan çekinmek
|
|
chicken |
i.
s.
f. piliç, tavuk; tavuk veya diğer kümes hayvanlannın eti; {k.dili}. toy kimse; {A.B.D.}., {argo}. genç kız;
s. {A.B.D.}., {argo}. korkak, ödlek;
f. {A.B.D.}., {argo}., out {ile} korkudan çekinmek. chicken feed {argo}. bozuk para, az para. chicken-hearted
s. korkak. chicken pox suçiçeği. |
|
chicken |
i. piliç, tavuk eti.
f. out argo korkudan çekinmek. |
|
chicken |
chick.en
çîk'ın
İsim
* piliç, tavuk eti.
Fiil, slang
* [out] korkudan çekinmek. |
|
chicken |
piliç, tavuk; tavuk veya diğer kümes hayvanlannın |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
I'd like a pound of chicken breasts. |
- [PHR] göğüs: Yarım kilo tavuk göğsü rica ediyorum.
|
|
fried chicken |
|
|
no chicken feed |
- [ID] yetmez para, iş görmez para
|
|
prairie chicken |
{'preərı,tʃıkən}
|
|
roast chicken |
|
|
chicken breast |
{'tʃıkənbrest}
|
|
chicken-breasted |
{'tʃıkən,brestıd}
- [A] şişkin göğüslü {kusur}
|
|
chicken broth |
|
|
chicken coop |
{'tʃıkən,ku:p}
|
|
chicken feed |
- [N] tavuk yemi, bozuk para, bozukluk
|
|
chicken-hearted |
{'tʃıkən,hɑ:rtıd}
- [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
|
|
chicken-livered |
{'tʃıkən,lıvərd}
- [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
|
|
chicken out |
|
|
chicken pie |
|
|
chicken pox |
{'tʃıkən,pɒks}
|
|
chicken run |
{'tʃıkən,rʌn}
|
|
chicken wings |
|
|
ground chicken |
|
|
chicken sandwich |
- [N] sandviç: tavuklu sandviç
|
|
chicken soup |
|
|
|
|