albert chain |
|
|
blacken with smoke |
|
|
chain |
{tʃeın}
- [A] seri
- [N] zincir, dizi, silsile, boyunduruk, sınırlama, ölçme zinciri
- [V] zincirlemek, zincire vurmak, kayıt altına almak, ölçme zinciri ile ölçmek
|
|
golden chain |
|
|
Gunter's chain |
|
|
I'd like a chain. |
- [PHR] zincir: Zincir istiyorum.
|
|
I would like to see a gold chain. |
- [PHR] iğne: Altın bir iğne görmek istiyorum.
|
|
skid chain |
- [N] zincir: tekerlek zinciri, zincir: kar zinciri
|
|
chain armor |
{'tʃeın,ɑ:rmər}
- [N] zincirden örülmüş zırh
|
|
chain bridge |
{'tʃeınbrıdʒ}
|
|
chain drive |
|
|
chain gang |
{'tʃeıngæŋ}
- [N] prangalı mahkumlar dizisi
|
|
chain letter |
- [N] zincirleme mektup, alıcının çoğaltarak başkalarına yolladığı mektup
|
|
chain mail |
{'tʃeınmeıl}
- [N] zincirden örülmüş zırh
|
|
chain of command |
|
|
chain of events |
|
|
chain of mountains |
|
|
chain of office |
- [N] boyna takılan makam zinciri
|
|
chain pump |
|
|
chain reaction |
|
|