Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
burn Dinle! {bɜ:rn}
  • [N] yanık, yanma izi, kiremitte pişirme, dere (İsk.), çay
  • [V] yanmak, tutuşmak, alev almak, yanıp tutuşmak, fazla pişerek yanmak, ışık saçmak, başını yakmak, yakmak, kiremitte pişirmek, öfkelendirmek, kızdırmak, yanıp kül olmak, süratle gitmek
burn f. yanmak, yanıyor gibi olmak, alev alev olmak; ışık saçmak; parıldamak; tutuşmak; yakmak, tutuşturmak; kavurmak; pişirmek : A.B.D., {argo} aldatmak; A.B.D., {argo} elektrikle idam etmek. burn the candle at both ends kuvvetini fazla israf etmek. burn the midnight oil geceyi gündüze katmak, geç vakte kadar çalışmak. burn ones bridges behind oneself geri dönmemek üzere bir işe atılmak burn ones fingers {bir şeyden} ağzı yanmak. burn up yakıp bitirmek; yanıp bitmek. His ears are burning Kendisi yokken methediliyor.
burn i. yanık, yanık yeri; pişirme {tuğla veye kiremit}; iskoç çay, ırmak, dere.
burn burn bırn Fiil (D) burned/burnt * yanmak; yakmak. İsim * yanık, yanık yeri.
burn yanmak, yanıyor gibi olmak, alev alev olmak; ışık

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
burn one's boats
  • [ID] gemi: gemileri yakmak, dönüşü olmayan bir karar vermek
Does it burn?
  • [PHR] yakmak: Yakıyor mu?
I have a burn.
  • [PHR] yanık: Yandım.
burn down
  • [V] tamamen yanmak, yanıp kül olmak
burn oneself out
  • [V] gücü tükenmek, kendini harcamak
burn out
  • [V] tamamen yakmak, yanıp bitmek, yanmak, sönmek
burn to a cinder
  • [N] kül olmak, tamamen yanmak
burn the midnight oil
  • [ID] gece yarısına kadar çalışmak, geç vakte kadar çalışmak
burn like a tinderbox
  • [V] çıra gibi yanmak
burn down yanıp kül olmak; yakıp kül etmek.
burn in, to {yarıiletken} belleğe yazmak
burn o.s. out kendini tüketmek.
burn out
1. yakıp yok etmek.
2. içini yakmak.
3. tamamen yanıp {kendi kendine} sönmek.
4. mahvolmak.
5. yanmak, bozulmak.
burn s.o. up k. dili birini çok kızdırmak/sinirlendirmek.
burn the candle at both ends fazla çalışmak. hold a –– He doesn´t hold a candle to her. Onun eline su dökemez.
burn the midnight oil gece yarısına kadar çalışmak.
burn up
1. tamamen yanmak.
2. yakmak, yakıp yok etmek.
burn/hang s.o. in effigy protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını yakmak/asmak.
Did your ears burn? Kulaklarınız çınladı mı?
burn down * yanıp kül olmak; yakıp kül etmek.