İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
body |
{'bɒdı}
- [N] karoser, vücut, beden, hacim, gövde, ceset, büyük kısım, birlik, grup, kuruluş, kütle, cisim
|
|
body |
i. beden, vücut; ceset; gövde; bir şeyin ana bölümü; karoser {araba}; geom. üç buutlu cisim; yoğunluk, kesafet {içki}; cisim. body corporate hukuki şahıs. bodyguard
i. muhafız asker. body politic hükümetin idaresi altında birleşmiş halk topluluğu. body snatcher ceset hırsızı. just keep body and soul together kıt kanaat geçinmek, zar zor geçinmek. |
|
body |
f. şekil vermek; şekil yönünden temsil etmek. |
|
body |
i. 1. beden, vücut, gövde. 2. ceset. 3. karoser. 4. miktar: a body of information bir miktar bilgi. 5. kütle, kitle: A lake is a body of water. Göl bir su kütlesidir. 6. topluluk, grup. |
|
body |
gövde |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
body part |
1. any part of an organism such as an organ or extremity. |
|
|
|