Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
body Dinle! {'bɒdı}
  • [N] karoser, vücut, beden, hacim, gövde, ceset, büyük kısım, birlik, grup, kuruluş, kütle, cisim
body i. beden, vücut; ceset; gövde; bir şeyin ana bölümü; karoser {araba}; geom. üç buutlu cisim; yoğunluk, kesafet {içki}; cisim. body corporate hukuki şahıs. bodyguard

i. muhafız asker. body politic hükümetin idaresi altında birleşmiş halk topluluğu. body snatcher ceset hırsızı. just keep body and soul together kıt kanaat geçinmek, zar zor geçinmek.
body f. şekil vermek; şekil yönünden temsil etmek.
body i.
1. beden, vücut, gövde.
2. ceset.
3. karoser.
4. miktar: a body of information bir miktar bilgi.
5. kütle, kitle: A lake is a body of water. Göl bir su kütlesidir.
6. topluluk, grup.
body gövde

Türkçe » İngilizce Yukarı
body
  • [N] union suit

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
administrative body
  • [N] yönetim kurulu
advisory body
  • [N] danışma konseyi
astral body
  • [N] ruh
in a body
  • [ADV] hep birlikte, hep beraber, tek vücut olarak
body forth
  • [V] temsil etmek
body-maker
  • [N] karoser yapımcısı
body odor
  • [N] vücut kokusu
body servant
  • [N] uşak
body shop {'bɒdı,ʃɒp}
  • [N] kaportacı
body snatcher {'bɒdı,snætʃər}
  • [N] ceset hırsızı
body stocking
  • [N] tek parça iç çamaşırı {kadın}
body suit {'bɒdısu:t}
  • [N] tek parça iç çamaşırı {kadın}
carriage body
  • [N] karoser
celestial body
  • [N] gökcismi
constituent body
  • [N] seçmenler
dead body
  • [N] kadavra, ceset
diplomatic body
  • [N] diplomat topluluğu, elçi ve elçilik görevlileri toplulluğu
fruit of the body
  • [N] cenin, dölüt
governing body
  • [N] yönetim kurulu, yönetim birimi
habit of body
  • [N] yapı, bünye

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
body part
1. any part of an organism such as an organ or extremity.