İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
blind |
{blaınd}
- [A] kör, görmeyen, anlayışsız, düşüncesiz, saçma, gizli, okunaksız, açmayan {çiçek}
- [N] jaluzi, stor, bahane, pusu, alem
- [V] kör etmek, göz kamaştırmak, saklamak, hızlı sürmek
|
|
blind |
s.
f.
i. kör, âmâ; anlayışsız, anlamamakta direnen; şuursuz, gözü kararmış; duygusuz; anlaşılması güç; gizli, gözden uzak; çıkmaz ; körü körüne olan; k.dili sarhoş;
f. kör etmek körleştirmek; gözünü almak, kamaştırmak;
i. perde, stor, güneşlik; pusu, avcıların av bekledikleri yer. blind alley çIkmaz sokak; neticesi ümitsiz görunen iş. blind date k.dili karşı cinsten evvelce tanışmadığı bir kimse ile gezmeye gitme. blind side görmeyen gözün olduğu taraf {tek gözlülerde}; basiretsizlik, zaaf. blind spot anat retinada optik sinirin girdiği nokta, kör nokta. blind stitch kumaşın bir veya iki tarafından görünmeyen dikiş. blindworm
i. yılana benzeyen bacaksız bir cins kertenkele, zool. Anguis fragilis. the blind körler. Venetian blind jaluzi stor, jaluzi perde. blindly
z. kör bir şekilde |
|
blind |
s. 1. kör, âmâ. 2. çıkmaz {sokak}.
f. 1. kör etmek. 2. gözünü almak, kamaştırmak.
i. 1. çoğ. jaluzi. 2. İng. stor. 3. avcıların avlarından gizlendiği yer. |
|
blind |
kapatmak |
|
blind |
blind
blaynd
Sıfat
* kör, âmâ.
* çıkmaz {sokak}.
Fiil
* kör etmek.
* gözünü almak, kamaştırmak.
İsim
* jaluzi.
British
* stor.
* avcıların avlarından gizlendiği yer. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|