İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| blame |
{bleım}
- [N] suçlama, suç, kabahat, kusur, kınama, ayıplama, sorumluluk
- [V] suçlamak, sorumlu tutmak, kınamak, ayıplamak
|
|
| blame |
i.
f. ayıplama kabahat, kusur azar, mesuliyet;
f. azarlarnak, suçlamak; sorumlu tutmak. be to blame for suçlu olmak, mesulü olmak. blameful
s. kabahatli. blamefulness
i. kabahatlilik. blameless
s. suçsuz, masum. blamed
s. A.B.D. kahrolası. |
|
| blame |
i. bir suç veya başarısızlığın sorumluluğu, suç, kabahat, töhmet.
f. suçu {birinin} üstüne atmak. |
|
| blame |
blame
bleym
İsim
* bir suç veya başarısızlığın sorumluluğu, suç, kabahat, töhmet.
Fiil
* suçu {birinin} üstüne atmak. |
|
| blame |
ayıplama kabahat, kusur azar, mesuliyet; azarlarn |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| bear the blame |
- [V] suçu üstlenmek, sorumluluğu üstlenmek
|
|
| beyond all blame |
- [A] bütün suçlamalardan uzak
|
|
| cast the blame |
- [V] suçu yüklemek, iftira etmek
|
|
| put the blame on smb. |
- [V] suçu yüklemek, suçlamak, suçu üstüne atmak, sorumlu tutmak
|
|
| take the blame |
- [V] suçu üstlenmek, sorumluluğu üstlenmek
|
|
| to blame |
|
|
| lay the blame at one's door |
- [ID] suçu üstüne yıkmak, kabahati yüklemek
|
|
| be to blame for |
suçlusu olmak. |
|
| bear the blame for |
-in suçunu üzerine almak; -in töhmeti altında kalmak. |
|
| blame on |
1. suçla. |
|
| fasten the blame on s.o. |
suçu birine yüklemek, suçu birinin üstüne atmak. |
|
| put the blame on |
kabahati/suçu {birinin} üzerine atmak. |
|
| shift the blame onto |
suçu {birinin} üstüne atmak, {suçu} {birine} yüklemek. |
|
| be to blame for |
* suçlusu olmak. |
|
| bear the blame for |
* -in suçunu üzerine almak; -in töhmeti altında kalmak. |
|
| fasten the blame on someone |
* suçu birine yüklemek, suçu birinin üstüne atmak. |
|
| shift the blame onto |
* suçu {birinin} üstüne atmak, {suçu} {birine} yüklemek. |
|
| blame on |
suçla |
|
| bear the blame |
suçu üstlenmek, sorumluluğu üstlenmek |
|
| beyond all blame |
bütün suçlamalardan uzak |
s. |
|
|