Is there an adaptor in my room? |
- [PHR] adaptör: Odamda tıraş makinem için adaptör var mı?
|
|
assembly room |
|
|
Room service is available round the clock. |
- [PHR] varmak: Oda servisi saat başı vardır.
|
|
back room |
{'bækru:m}
- [N] arka oda, gizli işlerin yapıldığı yer
|
|
I'd like a room with a balcony. |
- [PHR] balkon: Balkonlu bir oda rica ediyorum.
|
|
ball |
{bɔ:l}
- [N] top, küre, bilye, misket, gülle, yumak, yuvar, top oyunu, top mermisi, balo, ilaç {at}
- [V] yumak yapmak, top yapmak, fişek atmak
|
|
ball |
{bɔ:l}
|
sl. |
a ball of wool |
|
|
be on the ball |
- [ID] uyanık olmak, işi bilmek
|
|
get a ball out of smth. |
- [ID] büyük zevk almak, eğlenmek {ile}
|
|
have a ball |
- [ID] eğlenmek: çok eğlenmek, çılgınca eğlenmek
|
|
have a lot on the ball |
- [ID] her tarakta bezi olmak
|
|
keep the ball rolling |
- [ID] devam ettirmek, sürdürmek
|
|
like a ball |
|
|
open the ball |
- [V] baloyu açmak, başlatmak
|
|
play ball |
- [ID] katılmak, işbirliği yapmak, beraber çalışmak
|
|
ball-bearing |
{bɔ:l'beərıŋ}
|
|
ball boy |
- [N] top toplayıcı çocuk {tenis}, top toplayıcı {tenis}
|
|
ball cock |
{'bɔ:lkɒk}
- [N] yüzen topla işleyen su valfı
|
|
ball-flower |
|
|