back |
{bæk}
- [A] arka, geri, arkadaki, uzak, ödenmemiş, ödeme: ödemesi gecikmiş, eski tarihli, geriye doğru giden
- [ADV] geri, geriye, arkaya, geride, geçmişte, önce, geçmişe
- [N] arka, sırt, geri, arkalık, elin tersi, kitap sırtı, belkemiği, ters taraf, defans oyuncusu, bek, tekne {boya vb.}
- [V] kaplamak {kitap}, astarlamak, kayırmak, sırt: sırtına binmek, arka çıkmak, destek olmak, geriye doğru sürmek, geri geri gitmek, takviye etmek, ciro etmek, üzerine bahse girmek
|
|
back |
f. bir şeye destek olmak, arka olmak, yardım etmek; tarafını tutmak, üzerine bahse girmek {at v.b.}; ; geriye sürmek; sırtına binmek ; {den}. güneşin aksi yönüne dönmek, dirise etmek {rüzgar}. back down back out caymak, sözünden dönmek. back the oars, back water {den}. siya etmek. back the sails {den}. yelkenleri faça etmek back up geri sürmek, geri gitmek; desteklemek. |
|
back |
s. arkadaki, arkasında olan; arkaya doğru olan, evvelki; eski. back country taşra, memleketin uzak köşeleri; geri kalmış bölgeler. back formation {dilb}. benzetme yolu ile bir kelimeden geriye gidilerek türetilen yeni kelime. back issue eski tarihli mecmua. back number günü geçmiş gazete, eski dergi; itibardan düşmüş şey veya kimse back taxes vergi borcu. |
|
back |
i. tekne, küçük havuz. |
|
back |
z. geri, geriye; yine, tekrar. back and forth ileri geri. fall back upon a thing güvenmek sığınmak give back geri vermek; gerilemek, geri geri gitmek. keep back saklamak, gizlemek. look back geçmişi düşünmek, hayal etmek. back talk küstahça karşılaık verme.go back on inkar etmek, yerine getirmemek. |
|
|