İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| anxious |
{'æŋkʃəs}
- [A] endişeli, kaygılı, huzursuz, istekli, hevesli, can atan
|
|
| anxious |
s. endişeli, kaygılı, tasalı. |
|
| anxious |
s. endişeli, mustarip, sıkıntılı , vesveseli, üzüntülü; to veya for ile çok arzulu, istekli, hevesli. anxiously
z. endişe ile, istekle. anxiousness
i. endişe , ıstırap, huzursuzluk sit in the anxious seat ABD, {k}.dili endişeli olmak, diken üzerinde oturmak. |
|
| anxious |
tedirgin |
|
| anxious |
anksiyöz |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| be anxious |
- [V] endişe etmek, merak etmek
|
|
| anxious suspense |
- [N] endişeli bekleyiş, merakta kalma
|
|
| be anxious about |
-i merak etmek. |
|
| be anxious for s.o. to |
{birinin bir şeyi yapmasını} çok istemek. |
|
| be anxious to |
k. dili -i çok istemek. |
|
| become/get anxious |
endişelenmek, merak etmek, meraklanmak. |
|
| be anxious about |
* -i merak etmek. |
|
| be anxious for someone to |
* {birinin bir şeyi yapmasını} çok istemek. |
|
| be anxious to |
Konuşma dili
* -i çok istemek. |
|
| become anxious |
* endişelenmek, merak etmek, meraklanmak. |
|
| get anxious |
* endişelenmek, merak etmek, meraklanmak. |
|
| anxious about |
den endişeli |
|
| anxious for |
den endişeli |
|
| made anxious |
endişelendir |
|
| make anxious |
endişelendir |
|
| anxious suspense |
endişeli bekleyiş, merakta kalma |
i. |
| be anxious |
endişe etmek, merak etmek |
f. |
|
|