Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
abide Dinle! {ə'baıd}
  • [V] beklemek, kalmak, katlanmak, çekmek
abide f. bir yerde kalmak; sabit durmak; tahammül etmek, dayanmak, çekmek; ikamet etmek, oturmak, sakin olmak, mukim olmak abide by sebat etmek; itaat etmek durmak.
abide f.
1. by -e göre hareket etmek/davranmak; {vaade/karara} sadık kalmak.
2. by -e uymak, -e riayet etmek.
3. çekmek, tahammül etmek; -e katlanmak/dayanmak.
4. {a.bode} kalmak, devam etmek; baki kalmak.
5. {a.bode} oturmak, ikamet etmek.
6. {a.bode} beklemek.
abide a.bide ıbayd' Fiil (D) abode/abided * çekmek, tahammül etmek: I can't abide him! Onu çekemem!
abide bir yerde kalmak; sabit durmak; tahammül etmek, d

Türkçe » İngilizce Yukarı
abide
  • [N] monument, memorial
abide monument.
abide * monument.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
abide by
  • [V] bağlı kalmak, uymak, tutmak
abide by one's word
  • [V] sözünde durmak, sözünü tutmak
abide by
1. itaat et.
abide by * -e uymak, -e riayet etmek.
abide by itaat et
abide by bağlı kalmak, uymak, tutmak
abide by one's word sözünde durmak, sözünü tutmak f.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
tek parça taştan yapılmış abide monolith