Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
draw Dinle! {drɔ:}
  • [N] çekme, çekiş, kura, çekiliş, cazibe, çekim, ilgi çekici şey, berabere biten oyun, yem, ağızdan lâf almak için söylenen söz
  • [V] çekmek, fıçıdan çekmek, resmetmek, yaklaşmak, germek, teşvik etmek, almak, kazanmak, ikna etmek, sorguya çekmek, çizmek, yazmak, karalamak, keşide etmek, düzenlemek, taslağını çizmek, silâh çekmek
draw i. çekme, çekiş; silâh çekme; çekilen bir şey {kura gibi}; ilgi çeken herhangi bir şey; berabere kalma, berabere biten oyun {satranç, dama}; {A.B.D}. dik yamaçlı ve derin vadi; bir köprünün açılan kısmı. beat to the draw önce davranmak.
draw f. {drew, drawn} çekmek, sürüklemek; {kuyudan su} çekmek; silah çekmek; cezbetmek, ilgi çekmek; çizmek, resmetmek, kelimelerle tasvir etmek; içine çekmek, emmek {hava, sıvı}; ilham almak, kaynak olarak kullanmak; almak {faiz, pa ra}; suyunu boşaltmak; çekip uzatmak {tel}; germek {yay, ip}; berabere kalmak; çekip çıkarmak {diş, tıpa}; kapamak {perde}; çekmek {baca}. draw a conclusion sonuç çıkarmak. draw ahead yavaş yavaş öne geçmek. draw away çekilmek, kendini çekmek. draw an animal iç organlarını çıkarmak, temizlemek {hayvan}. draw back geri çekilmek veya çekmek .draw interest faiz getirmek. draw near yaklasmak. draw on account bir hesaptan para çekmek. draw oneself up ciddileşmek. draw out uzatmak; konuşturmak, söyletmek, samimi bir şekilde konuşturmak. draw straws kura çekmek. draw the line sınırlandırmak. draw up tanzim etmek, yazmak {kontrat, senet}; yaklaşıp durmak .
draw i.
1. çekme, çekiş.
2. {silah} çekme.
3. {piyangoda} çekiliş; kura.
4. ilgi çeken şey/olay/kimse.
5. çekicilik.
6. berabere biten oyun; beraberlik, berabere kalma.
draw çizmek

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
draw up an affidavit
  • [V] yeminli belge yazmak
draw the attention
  • [V] göze çarpmak
draw a bead on
  • [V] nişan almak, silâh: silâhını doğrultmak
draw the boundary
  • [V] sınır koymak
draw consolation
  • [V] avunmak, teselli bulmak
draw the curtain
  • [V] perdeyi çekmek, perdeyi kapamak
draw the curtain over smth.
  • [ID] üzerine sünger çekmek, bir daha sözünü etmemek
deep-draw
  • [V] derin çekmek
cause to draw
  • [V] çektirmek
end in a draw
  • [N] berabere bitmek, beraberlikle sonuçlanmak
Please draw a map here.
  • [PHR] çizmek: Lütfen buraya planı çizin.
quick on the draw
  • [A] hızlı silah çeken, çabuk kavrayan, leb demeden leblebiyi anlayan
draw a bill
  • [V] senet düzenlemek
draw a breath
  • [V] nefes almak, ferahlamak
draw a check
  • [V] çek yazmak, çek keşide etmek
draw an audience
  • [V] seyirci çekmek
draw apart
  • [V] ayrılmak, ayrı düşmek, kenara çekmek
draw applause
  • [V] alkış almak, alkışlanmak
draw a prize
  • [V] ödül kazanmak
draw a reply
  • [V] cevap almak

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
draw off
1. remove by drawing or pulling; "She placed the tray down and drew off the cloth"; "draw away the cloth that is covering the cheese".
2. remove by drawing or pulling; "She placed the tray down and drew off the cloth"; "draw away the cloth that is covering the cheese". . remove from ; "She drew $2,000 from the account"; "The doctors drew medical supplies from the hospital`s emergency bank".
Draw Dönüştürücü Draw Converter
durdurmak (araba (draw up) V v.